YARA İZLERİ HAKKINDA
Yaralanma veya ameliyat yerlerinde belirgin yada silik izler mutlaka kalır.İyileşme döneminde hiç güneşe maruz kalmayan yaralar beyaz, çok maruz kalan yaralar ise koyu kahve rengi izler bırakarak iyileşir. Güneş ışınları taze yarada pigment birikimini artırırlar. En fazla kulak lobülü, omuzlar, gögüs kafesi iz bırakır.
Keloid ve hipertrofik skar, yaralanmadan sonra iyileşme döneminde deriden kabarık izlerdir. Her ikisinde de kollajen ve glikoproteinlerde fazla miktarda depolanma olur. Klinik olarak, keloidde yara sınırları taşar ve gerilme görülür ve cerrahi tamir sonrası tekrarı yüksektir. Hipertrofik skar yara sınırlarını taşmaz ve zamanla kendiliğinden geriler. Cerrahi sonrası nüksü nadirdir.
Keloid, albinolar dışında her ırkta görülebilir. Koyu renkli ırklarda daha sık olmak üzere %4,5-16 arasında görülür. Kafkas ırklarında daha nadirdir. Görülme sıklığı kadın ve erkekte eşittir.
Yirmili yaşlarda daha sık görülür. Keloid travmayı takiben hemen ortaya çıkabileceği gibi aylar hatta yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Vücudun her bölgesinde oluşabilir ancak yüzde, göz kapaklarında, genital bölgelerde ve ellerde olmaz. Büyüklüğü çok değişken olabilir.
Hipertrofik skar görülme sıklığı cerrahi müdahale sonrasında %39-68, yanık sonrasında %33-91 oranında görülür.Cilt çizgilerini 90 derecelik açılarla geçen yaralar hipertrofik hale gelebilirler.
Başlangıç lezyonu kızarıklıktır, sonra kahverengi-kırmızı renk alır 6-8 ay sonra rengi açılır. Keloidler lastik sertliğinde değişken kıvamda olabilirler. Deriden yukarı doğru büyürler, alttaki dokulara yayılım nadirdir ve ağrılı kaşıntılı olabilirler.
Cerrahi tedavide yaralar gevşek kapatılır. Kesiler düzgün yapılır ve kapatılırken cilt katlantılarını izlenir. Kortikosteroidler yüzeyel veya skar içine uygulanır. İstenmeyen etki olarak cilt incelmesi ve pigment bozuklukları görülür. Topikal silikon jeller rebound hipertrofiyi önlemek için en az 3 ay kullanılmalıdır.silikon jel uygulanmasının keloid nüksünü %75-85 oranında azalttığını bildirilmektedir.
Tek başına radyasyon tedavisinde nüks sık görülür, cerrahiye ek olarak uygulanması nüksleri belirgin olarak azalmaktadır. Laser ışını termal reaksiyon oluşturur. Su ve protein gibi dokuda bulunan yapılar, ışınlanma sonucunda ısınır laser dokuyu tahrip eder ve buharlaştırır. Laser %57-87 klinik iyileşme sağlar.
Dondurarak yapılan tedavi sonrasında %74 vakada klinik yanıt alındığı bildirilmektedir. Yine basınç uygulanması, interferonlar gib başka tedavi seçenekleride mevcuttur.
Hipertrofik skar veya keloid hastalıkları, uzun süren tedavileri, oldukça can sıkıcıdır. Yüz güldürücü sonuçları düşünüldüğünde çekilen tüm sıkıntılara katlanmaya değer olduğunu söyleyebiliriz.
Op. Dr. Muharrem YILMAZ
Genel Cerrahi Uzmanı