Uzman Öğretmenlik Soru ve Cevapları
26- I. Okul çağındaki çocukların televizyonda çizgi filimler ve çocuk programlarının yanı sıra erişkinlerler için hazırlanan yayınları da izlediği bilinmektedir.
II. Obezite, görme ve uyku problemleri, okul başarısında düşme antisosyal davranışlar ve saldırganlık bunlar arasında sayılabilir.
III. İzlenen programların olumlu etkilerinin yanında fiziksel ve psikososyal birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır.
IV. Fiziksel büyümenin ve akademik ferformansın güçlendirilmesinde uyku temel ögedir.
V. Bu nedenle çocukların televizyonda izlediği programların içeriğinin denetlenmesi ve günlük televizyon izlemesinin bir iki saati geçmemesi, televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini büyük ölçüde giderecektir. (memurlar.net)
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda hangi cümle anlam ve anlatım açısından bu paragrafta yer almaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
27- Dikdörtgen ya da kemerli,(I) dört ya da altılı bölmeli,(II) iki kanatlı pencereler,(III) cumbalı, kafesli, kepenkli örnekleriyle özgün yapı tipini yansıtıyor. Çift ya da tek kanatlı,(IV) üstü ahşap kafesli,(V) özel tokmaklı kapılar, evlerin güzelligini tamamlıyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış virgüllerden hangisinin işlevi ötekilerden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
28- Biz farkında olsak da olmasak da hep aynı hızla geçiyor zaman ( ) Yaşananlar yavaş yavaş geçmişte kalıyor, bugüne kalansa yalnızca bırakılan izlerdir ( ) Nesiller değişiyor ( ) bir zamanlar başkalarının yaşadığı evlerin kapısından şimdi başka insanlar çıkıyor ( ) kapı aynı kapı, ev aynı ev, yalnızca konukları farklı ( )
Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterine yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (.) (.) (;) (:) (.)
B) (…) (…) (.) (:) (…)
C) (!) (…) (.) (.) (,)
D) (!) (.) (:) (.) (!)
E) (.) (,) (!) (.) (…)
29- Bu antik (I) kent astronomiden (II) tıpa (III) , eczacılıktan (IV) mimariye kadar bir çok alanda da (V) adını duyurmuştu.
Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
30- Ankara’ nın o boz bulanık (I) günleriydi. O günlerde ticaret alanında önemli bir ihtiyaç iyideniyiye (II) kendini göstermişti. O da (III) kentin parasal altyapısıydı. Bu amaçla ve devlet desteğiyle, Başkent’te (IV) ilk kurulan banka Ziraat Bankası (V) oldu.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
31- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Gezip görmeyi sever; yaz-kış demez, ilgisini çeken gezilere katılırdı.
B) Sergide, yaptığı ilk resimlerde bir kaçına da yer vermişti.
C) Dünyaca ünlü doktorlar bir araya gelerek bu hastalığın tedavi yöntemlerini tartışacaklar
D) İçinde bulunduğumuz koşullar hastalığa yakalanma şansımızı arttırmıştı.
E) sağlıklı ve uzun yaşamın nelere bağlı olduğu konusunda uzmanların görüşü alınacak
32-Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Resim soyutlamaya elverişli sanatların başında geliyor.
B) Bu yazarımızın eğitim düzenimize ilşkin çok ilgiç görüşleri var.
C) Yazın dünyamızın emekçilerinden olan romancı, geçenlerde son kitabını yayınladı.
D) Bütün yazımsal ürünlerde biçim ve içerik arasında bir etkileşim vardır.
E) Ülkemizin kültür ve sanat hayatına her zaman ilgi ve yardım göştermiş bir kişidir.
33-Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Deneme yazarı dilediği konuyu seçebilir, her şeyi deneme konuları yapabilir.
B) Deneme deyince düşünsel boyutlar içerdiği, konuşma havasında biçimlendiği belirir.
C) Okurlar denemeyi salt faydalı yorumlarım öğrenmek için değil, hoşça vakit geçirmek için okur.
D) Denemeci kendi kendisiylekonuşur gibi yazar, daha çok kendini anlatır.
E) Denemecilerin anlatımında hem bir senli benlilik hem de bir ağırbaşlılık vardır.
34- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu konuda bilgim olduğu için görevlerimi yaparken çok rahatlık çektim.
B) Kendisini yıllardır tanırım, ondan böyle bir davranış bekelemezdim.
C) Daha önce çalıştığım yerlerde bu soruna farklı çözümler bulunmuştu.
D) Yapılan araştırmalar, daha önce bilinenleri bütünüyle değiştirmişti.
E) Oradaki yaşam koşullarının buradakilerden farklı olduğunu görünce pek şaşırmamıştım.
35- (I) Bu yapıt, çok farklı tekniklerde yazılmış iki bölümden oluşuyor. (II) Bunlardan hangisini daha çok sevdiğime karar veremedim. (III) Sanırım, her iki bölümü de birbirlerinden güzel buldum (IV) Birinci bölümde Eskişehir’de geçen çocukluk günleri anlatıyor. (V) Bugünün kentiyle belleklerde izleri kalan o zamanki kent değişik yönleriyle karşılaştırılıyor. (IV) Bu karşılaştırmaların ardından da ikinci bölüme geçiliyor.
Bu parçadaki iki paragrafa anlatmak istenirse ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar?
A) II, B) III, C) IV, D) V, E) VI,
36-(I) Güven duygusu, kişilik gelişiminin temel kazanımlarından biridir. (II) 0-2 yaş döneminde temeli atılan güven duygusu, çocuğun temel ihtiyaçlarının giderilmesindeki titizliğe bağlı olarak yerleşir. (III) İhtiyaçların giderebilmesi konusunda duyarsız davranılması, geçiktirmelerin olması çocuğun huzursuzluğunun ve güvensizliğinin artmasına yol açar. (IV) Bireyin çocuklukta yaşadığı olumlu ya da olumsuz olaylar, onun kişiliğinin oluşumunda etkili olur. (V) Çocuğa, gereken ilgi gösterilmzse ondan güvensizlik duygusu artar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
37- Çocuklar için hazırladığımız bu derginin her sayılarında bir öykü yayınlamak istiyorduk. Bu nedenle de birçok yazardan çocuklar için öykü yazmasını istedik.Elimize çok sayıda öykü ulaştı, ama bu yazarlarımızın bir kısmıtla çok tartıştık. Çünkü öykülerin çocuklara uygun olmadığını söylediğimizde “Nasıl olur, o öykünün bir kahramaları çocuk” diyorlardı. Onlara göre kahraman çocuk olunca öyküde çocuk öyküsü oluveriyordu hemen. Uzun uzun anlatmaya çalışıyorduk. İçinde hiç çocuk olmayan bir öykü çocuk öyküsü olabilir ya da kahramanları hep çocuklardan çocuklardan oluşan öyküler büyüklere yazılmış olabilir.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuk edebiyatına yeterince ilgi duyulmadığı
B) Çocukların düzeyine uygun kitap bulmaların zorluğu
C) Çocuk kitaplarıyla ilgili herkesin farklı görüşünde olduğu
D) Çocuk kitabı yazarlarının eleştiriye açık olmadığı
E) Çocuk öyküsü kavramının yanlış anlaşıldığı
38- Çocuklar oynadıkları oyunlarla, oyunda aldıkları rollerle, üstlerindeki sorumluluklarla ve oyun içindeki davranışlarıyla kendilerini yansıtırlar. Oyun yoluyla ilgilerini, gereksimlerini, özel yeteklerini sergiler. Ayrıca oyunlar, çocuğun iç dünyasını yansıtır; korkularını, mutlluluklarını, kızgınlıklarını dışa vurmasını sağlar.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Çocukların kişilik özeliklerini tanımada çocuk oyunlarından yararlanabilir miyiz?
B) Çocuklar duygularını yansıtırken zorluk çekerler mi?
C) Oyun oynarken çocukların duygu dünyasıda gelişir mi?
D) Çocuklar daha çok hangi tür oyunları seçiyorlar?
E) Oyunların çocukların zeka gelişiminde ne gibi etkileri vardır?
39- İlkel toplumlarda genellikle törelere dayalı bir görülmektedir. Gençlerin toplumsallaşması, daha çok toplumun ileri gelenlerinin gözetiminde, yerleşik kültürün öğrenilmesi olarak gerçekleşmektedir. Avlanmak, ata binmek, dövüşmek, yemek pişirmek, yaşlılara saygı göstermek, çocuklara karşı koruyucu davranmak gibi niteliklerinin kazanılması hep belli kalıplar içinde ortaya çıkmaktadır. Kısacası, topluluk kültürünün yeni kuşaklara aktarılması anlamına gelen eğitim, meslekleşmeyi gerektirmeyen bir yaklaşımla yürütülmaktedir.
Bu parçada ilkel toplumlardaki eğitimle ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireysel yeteneklerin önemsendiği
B) Geleneğe bağlı yönetim izlendiği
C) Az sayıda kuralın bulunduğu
D) Faydacı yönünün ağır bastığı
E) Koşulların gereklerine uylduğu
40-Eğitimin temel hedeflerinden biri de duygularının farkında, çevresine ve topluma duyarlı bireyler yetiştirmaktir. Bu ise duygusallık, ile duyarlılık kavramlarının bilinmesini gerektirmektedir. Duygusallık yaşananı etkileyen karar aşamalarında duygulara göre haraket edilmesi durumudur. Aşırı duygu yoğunluğunun denetlenemediği durumunlarda yıkıcı duyguların, çeşitli psikolojik hastalıklara yol açtığı da bir başka gerçektir.günümüzde ağır yaşam ve çalışma koşulları, yıkıcı duyguları arttırıken duygusal körlüğe de neden olmaktadır. Oysa duygusallık, duyarlılıkla birleştiğinde insana özgü, üstün bir özellik oluşmaktadır. Çünkü bilinir ki duyarlılık , çevredeki sorunları görebilmeyi, anlık değil, kalıcı çözümler üretebilmeyi, sorumluluk alabilmeyi de beraberinde getirir. Bu ise bilinç düzeyi yüksek, kültürlü bireylerden oluşan toplumlara özgüdür.
Bu parçada duygusallık ve duyarlılıkla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geliştirilmeleri için aile ve okulun işbirliği gerekir.
B) Sınırlarının saptanması, açık saçık biçimde ortaya konması oldukça güçtür
C) Belirli ölçütlerle ve değişik durumlara göra yönlendirilmalidir.
D) İkisinin iç içe birlikte kullanılabilmesi, birikimli insanlardan oluşan toplumsal bir yapıya bağlıdır.
E) Kişiden kişiye farklılıklar gösterilmektedir.
41-Bu yazarımız bir gün bizim siteye geldi. Ustalar karşısında hep utangacımdır; elim ayağım bir birine karıştı. Mevsim kıştı. Sırtında kurşini bir palto vardı;onu çıkarmadan oturdu. Oysa adam iyice sıcaktı. Bir kahve içti. Birkaç kitabını armağan etti. Ağır ağır konuşuyordu. O konuşurken sözcükleri hepimizin sözcükleri gitti gelmiyordu insana; adeta yalnızca onun sözcükleriydi. O kadar aynı sözcüğü siz kullandığınızda sanki anlatılmak istenen bir eksilme olutordu.
Bu parçada sözü edilen yazarın sözcükleriyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Genel anlamlı olanları kullanılmaktan kaçındığı
B) Kıllanım şıklığı az olanları yeğlediiğ
C) Yerinde ve anlam incelikleriyle kullandığı
D) Sesçe zengin bir nitelik taşıyanları önemsediği
E) Yinelemelere düşmekten kaçımdığı
42-Başka yzı türleri de denedim; ama ama benim en çok önemsediğim tür roportaj oldu, çünkü roportaj, öyküde olduğun gibi yaratıcılık ister. Ben işin içine yatarma ve öykü girmeyince yaptığım işten tat alamıyorum. Bu yönden benim röportajlarımda yaratma vardır, kurgu vardır, anlatım ve dil ustalığı vardır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Röportaj dışındaki yazımsal türlerde yazmanız daha mı güç olur?
B) Röportajlarımızı örnek alan başka yazarlar var mıdır?
C) Gazete ve dergilerde çeşitli türlerde yazılarınınz çıkıyor, bunlarda niçin farklı anlatım teknikleri kullanıyorsununuz?
D) Röportajın kendine özgü kuralları var mıdır?
E) daha çok röportajlarınızla tanınınyorsunuz; röportajların özellikleri nelerdir?
43-Bir gün ip atlarken düşüp bacağımı yaralamıştım. Bir cam parçası bacağımı kesivermişti. O acılı günün izini hala taşırım. O ize baktıkça üç tekerlekli bisiklete bindiğim ilk günü, parmak uçlarım hissetmeyecek hale gelene kadar kartopu oynayışımı, çamurdan yaptığım pastaları anımsıyorum. Bedenimin küçücük ruhumun ise kocaman olduğu o yıllarda tanıştığım bütün oyunlara ve oyunları paylaştığım bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. Ne yazık ki benim ve arkadaşlarımın yaşadığı bu basit, öğretici, sosyalleşmeyi sağlayan hazlar günümüzde dolaba kalktı. Artık çocuklar bilgisayar destekli oyunlarla tanışıyorlar. Onların oyunları biraz daha karmaşık, olağandışı, zeka geliştirici. Ama oyunlarla öğrenilen dostluğu kazanmak için yaşanılan o sancılı, fakat keyifli dönemi nasıl yaşayacaklar? Bir ekrandan ne kadar dostluk yansıyabilir ki onlara
.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen şağıdakilerden hangisidir?
A) Çocukluk günlerine özlem duyduğu
B) Eğitim anlayışının çeşitli açılardan değiştiiğ
C) Bugünkü çocuk oyunlarının zekayı geliştirmede daha etkili olduğu
D) çocukların kullandığı kimi araç ve gereçlerin onların duygu dünyasının sınırlandırıldığı
E) Çocukların kişiliğiyle oyunlar arasında ilişki olduğu
44- Kimi roman kahramanları, yaşamda karşılaştığımız birinsandan daha canlı, daha inandırıcı olabiliyor. Sözgelimi yıllarca yıllarca birlikte olduğumuz bir iş arkadaşımız ya da yakın bir akrabamızı düşünelim. Bunlar, zihnimizde belirli bir iz bırakmazken birçok roman kahramanı fiziksel özellikleriyle , duygu ve düşünceleriyle, hatta ses tonuyla yaşamımızda derinlemesine yer tutabiliyor. öyleki kimi kişileri anlatabilmek için kimi roman kahramanlarının özelliklerinden yaralanıyoruz. Günlük yaşamda gerçek isanları nitelendirirken “İşte bu Bekçi Murtaza’ya, şu Madama Bovary’ye, öteki Don Kişot’a benziyor” diyoruz. Bunları söylecekleri bu kişilerin sözcüklerle yaratılmış, kurmaca varlıklar olduğu aklımıza bile gelmiyor.
Bu parçada asıl anlatmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kalıcılığı, yarattıkları kahramanları büyüklüğüne bağlıdır.
B) Romanlardaki kimi kişiler, her gün yüz yüze geldiğiniz kişilerden daha inandırıcıdır.
C) Roman kişilerinin okurlar üzerinde bırakacağı etki, kişiden kişiye deiğşiklik gösterir.
D) Romanların etki gücünü belirleyen temel öğe, onların dil ve ortam özelliğidir.
E)Romanların işlevi, anlattığı öykülerle insanlara mutlu saatlar geçirtmektir.
45-Biz yazarların ömrü, her nekadar masa başında oturmakla geçiyor gibi gözükse de gerçekte işimiz.Yaşam akıyla karasıyla, kısaca bütün boyutlarıyla görmak ve onu kendi atölyemizde yeniden biçimlendirmektir.
Bu cümlede yazarların hangi yönüne değinilmektedir?
A) Gerçekleri yansıtma yaratıcı olma
B) Sabırlı olma, işini sevme
C) Merak uyandırma, araştırmacı olma
D)Öğretici olma, yol gösterme
E) Yalızlıktan hoşlanma, titiz çalışma
46- Sözün uçup gideceği, ama yazının kalacağı bilinir. ne varki bizim toplumumuzda yazma alışkanlığı, konuşma alışkanlığı kadar gelişmemiştir nedense. Hele kendi yaşantı ve anılarını kaleme alanlarımıza hemen hiç rastlanmaz, desek yeridir. Bunun, emekli askerlerle politikacılar gibi ünlü kişilere özgü bir iş olduğunu düşünenlerimiz çoğunluktadır. Oysa toplum yapımızın tuğlaları olan birey ya da ailelerin geçmişinde de bir döneme ışık tutacak nitelikte kim bilir nice olaylar, yaşantılar ve zengin kişilkler vardır. gel gelelim bunları yazıya dökmekten korkar, kaçınınız.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşanların, yazıyla daha açık seçik anlatılabileceği
B) Konuşmanın temel iletişim biçimi olduğu
C) Anı ve yaşantılar yazılı olarak anlatmanın kolay olmadığı
D) Toplumumuzda yazmanın bireyler arasında yeterine yaygınlık kazanmadığı
E) Yazıyla anlatmanın belirli bir eğitimde geçmeyi gerektirdiği
47- …. Bu ayrıntılardan yaralanması, kişinin o andaki duygularıyla ilgilidir. Çünkü gerçekce yaşanan olumlum ya da olumsuz her anı, kişiyi, eğer içinde istek varsa mutluluğa kavuşturabilr.
Düşüncenin akışına göre, bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yaşamın her anı insanın yaşantışını zenginleştirecek, güzelleştirecek ayrıntılar taşır.
B) İnsan, yaşamının akışı içerisinde duygu ve düşünce dünyası değişik, farklı insan tipleriyle karşılaşabilir.
C) Hep Aynı ortamda yaşamak, insanı mutsuz kılabilir.
D) Yaşamı akıyla karasıyla kısaca, her yönüyle tanımak gerekir.
E) Mutluluk anlayışı kişden kişye değişir.
48- Bireyler önyarglı olmayı çok çeşitli yollardan öğrenirler. Bazı önyargılar, ailenin ve toplumsal grubun kültürel değerlerinin elştirilmeden kabulüyle ortaya çıkar. Bazıların da belirli bir grubun üyelerinden birbiriyle hoş olmayan bir yaşantı geçirilmesiyle oluşur. Önyargıların çoğu ana babaların, öğretmenlerin, akranların ya da kitle iletişim araçlarındaki karakterlerin tutum ve davranışlarının taklit edilmesiyle de ortaya çıkabilir. Önyargılarının azaltılmasında yek çıkar yol, insanların birbiriyle doğrudan ilişki kurmalarıdır.
Bu parçaya göre önyargılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Toplumsal boyutlar taşıdığı
B) Türlü etkilenmeler yoluyla öğrenildiği
C) Bireyler arasında yıkıcı etkilere yol açtığı
D) Oluşumunda akıl yoluna başvurulmadğı
E) Başkalarına özenme yoluyla da benimsendiği
49-kendini son derece önemseyen, kişiliğinden hiç ödün vermeyen;bunun yanında kendiyle “dalga geçme” yeteneğini de hiç kaybetmayen biridir. her şeyi yaşamın en küçük ayrıntılarını bile ciddiye alır; ama en ciddi olayları bile hafifçe gülümseyerek nüktedan bir tavırla karşılamayada hazırdır. Bir başka yönü ise insanları çok önemsemesi, onlardan çok şey beklemesidir. Beklediğini bulamadığı durumlarda çok öfkelenir; ama onları yargılamaktan, onlarla ilgili kesin hükümler vermekten de kaçınır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kişinin bir özelliği değildir?
A) Yaşamı önemseme
B) Olyları şakacı bir tavırla karşılama
C) İnsanlara değer verme
D) Kendi davranışlarını eleştirme
E) İnsanların kusurlarına göz yumma
50- Çocuk büyütürken birçok yanlış yapıyoruz. Onları merkez alan bir evren kuruyoruz. Bu evrende onları “pamuklara sararak” dış dünyanın gerekçelerinden tamamen uzakta nyetişiyoruz. Her söylediklerini emir kabul ediyoruz. onları, yaşamın zorluklarıyla birlikte yaşanması gereken bir şey olduğunu öğretmeden yetiştiriyoruz. Bu kızları oğlanların ileride büyüyerek birlikte yeni yaşamlar kuracaklarını aklımıza bile getirmiyoruz. Kendini dünyanın merkezi olarak gören iki insanın nasıl olup da ortaklaşa bir yaşam kurabileceğini, birlikte yaşamın güçlükleriyle nasıl samaşa bileceğini hiç düşünmüyoruz. (memurlarnet)
Bu parçada, çocuk yetiştirmede yapılan yanlışlar arasında aşağıdakilerin hangisinden söz edilmiştir?
A) Bütün isteklerini yerine getirme
B) Bireysel yetenklerine göre yönlendirme
C) Eksiklerini görmezlikten gelme
D) Yeni bir yaşama hazırlama
E) yaşamın sorunlarıyla yüz yüze getirme
Uzman öğretmenlik soruları Çok zor sorular değilmiş, 6 günle kaçırdım. Bu uygulama haksızlıklarla dolu bir uygulama.
Uzman öğretmen olmak hiç etiketle olacak bir şey mi? Bari yapacaksınız, bari öğretmenlik zaten uzmanlık dğeil! diyorsunuz, o zaman eğitimden geçirin. Açıköğretim fakültesiyle işbirliği yapın, 2 yıl daha okutun, sınavı kazananlar uzman öğretmen olsun. Olsun ama uzman öğretmenle uzman olamayan öğretmen arasında da görev, iş ve sorumluluk farklılıkları oluşturun. Oluşturun bakalım. Oluşturamıyorsanız kaldırın bu saçmalığı.
Sayın derya diyelim ki, uzman sınıf öğretmeni ile uzman olmayan sınıf öğretmenini yaptıkları iş gereği nasıl ayırabiliriz ki? Birisi öbürünün yardımcısı olmalı. Dediğiniz gibi her durumda haksızlıkla dolu bir uygulama. Madem aynı işi, aynı saatte aynı sorumlukla yapıyorlar bir niye uzman? Bu uygulama derhal düzeltilmelidir.
Uzman öğretmenlik sınavı yapılacakmı?
Uzman öğretmenlik uygulaması tüm öğretmenlere uygulanmalı. Öğretmenlerin hepsi hizmet içi eğitim,uzaktan eğitim veya tezsiz yüksek lisans eğitimiyle uzmanlık diplomasına sahip olmalıdır. Alanlar arası geçiş yapılarak norm fazlalıkları giderilmelidir.
ben öğretmenim zaten
yaa benim şiire ihtiyacım var lütfen kısa şiir yazınca kısa şiir çıksın karşıma