TURİZM HAFTASI
Muğla iline bağlı Bodrum, sadece ülkemiz için değil dünyanın sayılı turizm merkezlerindendir. Yine Avrupa’da yaşayan insanların tercihlerinde; Aydın, Muğla, Antalya, İzmir, İstanbul ve Balıkesir ilk sıraları almaktadır. Bazen Fethiye Ölüdeniz’de paraşütle uçarlar bazen de İzmir’in Efes Antik Kenti’ni gezerler…
Zengin Tarihi kaynaklarımızı en verimli en etkin şekilde kullanmayı yıllardır becermiyoruz. Gerek tarihi eserleri koruma gerekse tanıtımı konusunda yeterli yatırımlardan yoksun politikalar üretmeye devam ediyoruz.
Tarihi ve kültürel dokuyla doğal zenginliklerin mozayiği olan turizm olgusuna gerekli özeni göstermek, yetkin merkezi ve bölgesel turizm sorumluları ve bürokratları yetiştirmek şarttır.
Yurttaş bilincinin de tarihi dokumuzu koruma konusunda önemli bir refleks olarak yeralması gerekmektedir.
Örneğin, Efes Antik Kentinin 100 yıldır yapılan kazılarda sadece %10’u çıkarılabilmişse bu noktada ciddi bir görev ihmali bulunmaktadır. Büyük bir kentin toprak altında olmasının gelecek nesillere izahı güç olacaktır.
Ülkemiz Turizminin bel kemiği olan; Bodrum, Kuşadası, Kemer, Side, Fethiye, Alanya,
Kaş, Marmaris, Çeşme ve Ayvalık ilçeleri yaz aylarında nüfus yoğunluğuna bağlı olarak kamu hizmetlerinin mevsimsel değişikliklerini de gerektirmektedir. Bununla birlikte bu merkezlere gelen turistlerin, kültürel etkileşim yönünden katkı sağlamadığı bir gerçektir. Gelen turist bir nevi otel ve deniz turizmi yapmaktadır. Turizm kavramının içi tam dolmamaktadır. Otele gelen, denize girmekte ve tekrar otele dönmektedir. Tarihi ve doğal güzelliklerin gezilmesi ya yeterli değildir ya da izole bir tur turizmi şeklindedir.
Gerek var olan turizm potansiyeli gerekse yeni yapılacak uzun vadeli akılcı bilimsel çalışmalarla turizm alanında ülkemizin alacağı yol gerçekten göz alıcı bir gelecek sunabilir.
Güzel bir yazı.