TURİZM HAFTASI

ÜLKEMİZ TURİZMİ HAKKINDA BİR YAZI
Turizm potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülkedir. Gerek yaz turizmi gerekse kış turizmine uygun bir kültürel ve coğrafi durumu vardır. Anadolu’da tarihsel süreçler içerisinde yaşamış birçok kültüre ait birikimin bulunması başlı başına çok önemlidir. Bu topraklarda tarihe yön veren birçok imparatorluklar yaşamış ve tarihi bir doku ve de mimari bırakmışlardır.

Türkiye iklim olarak dört mevsimi yaşayan nadir ülkelerden biridir. Neredeyse her tarafı denizle çevrilidir. Deniz ve güneş ülkesi de diyebiliriz. Bu yönüyle ülkemiz zaten bir Akdeniz ülkesidir.

Son yıllarda ülkemiz, turizm tesisleri açısından batılı ülkeleri de geride bırakan bir konfor gelişimi sağlamıştır. Turizm yörelerindeki tesisler gerçekten göz alıcı bir gelişme sunmaktadır.

Bu tesisleşme yoğunluğu ve gelişimine karşın ülkemiz istenen oranda bir turizm potansiyelini sağlayamamıştır. Bu potansiyelin sağlanması ülkemizin toplumsal refahı ve kültürler arası etkileşim açısından çok önemlidir. Ülkemiz turizminin gelişmesi sadece tesis gelişimi ve yatırımıyla değil başka unsurların da devreye girmesiyle olur.

Ülkemize gelen turistlerin çoğunluğu, başta Rus ve Alman turistler olmak üzere Avrupa ülkelerindendir. Bu ülkelerden ülkemizi ziyarete gelen turistler; Ege ve Akdeniz bölgesinde bulunan turizm merkezlerini tercih ediyorlar. İzmir, Bodrum, Kuşadası, Ölüdeniz, Fethiye, Akdeniz deyince, Alanya, Kemer, Side gibi merkezler turistlerin yoğun talep gösterdiği yerler. Ülkemizde deniz tatili dışında önemli merkezlere; Nevşehir’deki Peri Bacaları, Antalya’daki Manavgat Şelalesi, Balıklı Göl İstanbunbul’da Ayasofya Cami ve Topkapı Sarayı’nı belirtmek gerekmektedir.

Ülkemize gelen turist oranındaki artışlar mevsimsel nitelikler yanında Uluslararası organizasyonlarla da ilintilidir. Spor olimpiyatları, olası fuar organizasyonları ve büyük maçlar da turist akımı sağlayan önemli çabalardandır.