Piyes: Zeyno İle Ali
ANADOLU’DAN BİR KÖY DÜĞÜNÜ (ZEYNO İLE ALİ’NİN HİKAYESİ)
I. PERDE:
SUNUCU:
Anadolu’nun ücra köylerinden; kuş uçmaz, kervan göçmez, hani ya unutulmuş denilen o şirin köylerinden birinde…
Malum hikaye…İki genç birbirlerini çılgınlar gibi sevmektedirler. Köyün fakir genci Ali ile Osman Ağanın kızı Zeyno.
(sahnenin bir yanın da Ali ve annesi evlerinde. Diğer yanında Zeyno ve babası evlerindedirler. Evler ailelerin özelliklerine uygun olarak hazırlanmıştır.)
Ali köyde çobanlık yapmakta, köyün ileri gelenlerinin malını davarını otlatmaktadır. Kimseye muhtaç olmadan iyi kötü yaşamakta, yaşlı anacığına bakmaktadır. Ali’nin yaşlı anacığından gayrı kimsesi yoktur. Yaşlı anası da ölmeden Ali’nin mürüvetini görmek istemekte, bir de torunu olsa…
Zeyno ise; tahmin edeceğiniz gibi…Ağa kızıdır. Köyün en zengin adamı; Osman Ağanın tek kızıdır…
Osman Ağa kızını, biricik Zeyno’sunu gözünden bile sakınır.
Osman Ağa:
-Dünya bir yana kızım bir yana…
diyerek, kızına olan sevgisini her fırsatta dile getirir.
Lakin Aşk bu, sevda bu, söz dinler mi? Ağa kızı imiş, Çoban Ali imiş…
Ateş bacayı sardı mı önüne kimse geçemez…
Ali ile Zeyno gizli gizli buluşmakta her fırsatta birbirlerine aşklarını, sevdalarını anlatmaktadırlar. ( Çeşme başında Zeyno, Su doldururken, Ali yanına gelir.)
Ali :
-Seni çok seviyorum Zeyno…
Zeyno:
-Ben de seni Alim.
Ali:
-Seni buralardan alıp kaçıracağım Zeynom. Seni kimseye yar etmem.
Zeyno:
-Alim ne olur beni babamdan istet.
Ali:
-Zeynom, baban benim gibi bir çobana seni nasıl verir. Sen ki Osman Ağanın biricik kızı, gözünden bile sakındığı Zeyno’susun. Ben ise küçük yaşta babasını kaybetmiş, aç kalmış, susuz kalmış yatacak yeri bile olmayan yetim birisiyim. Bir de yaşlı gariban bir anam var. De bana Zeynom baban bana seni nasıl verir.
Zeyno:
-Babam Muhtarı kırmaz Alim. Muhtarla gel yalvarırım sana. Ananı da Muhtarı da al gel. İstet beni. ( Diyerek Alinin boynuna sarılır.)
SUNUCU:
Muhtar Hasan Amca da köyün ileri gelenlerinden olup, köyde herkes tarafından sevilen, sayılan, küçük büyük herkesten hürmet gören, ister Ağa olsun, ister çoban herkesin üzerinde sözü olan bilge biridir.
derler ve çeşme başından ayrılırlar.
Ali evine gidip, gönlünün sevdasını anasına der:
Ali:
-Ana otur hele şuraya.
(Ali anasının yanı başına diz çöker.)
Anası:
-Ne oldu Alim, hayır mı, şer mi? Bu telaşın, bu sevincin neye?
Ali:
-Ana ben birini seviyom.
Anası:
-Sayımı Alim, gerçek mi dediklerin…Kim bu şanslı de bakim bana.
SUNUCU:
Ali’nin anası heyecandan yerinde duramamaktadır. Yaşlı kalbi küt küt atmakta, Ali’nin ağzından çıkan sözlere dikkat çekip bakmaktadır.
Ali:
-Zeyno ana Zeyno…
Anası:
-Hangi Zeyno oğlum.
Ali:
-Osman ağanın kızı zeyno. Biz birbirimizi çok sevmekteyiz Ana…
SUNUCU:
diye anasına olanları anlatır. Ali Muhtarı da alıp Zeyno’yu istemeye gitmesini söyler anasına. Aslında Zeyno’yu kaçırmak istediğini de söyler…Zeyno’nun bunu istemediğini de…
Anası:
-Ah yavrum, kınalı kuzum benim. (sahneye seyircilere dönerek, fon müziği eşliğinde.) Baban öldü. Sen daha ufacıktın. Daha şuncacıktın. ( elini göstererek ) Aç kaldık, suzuz kaldık. Kimsenin kapısını çalmadık. Sana ana oldum, baba oldum. Hastalandın, geceler boyu başucunda bekledim. Soğukta üşüdün sana yorgan oldum. Canım oğlum kınalı kuzum ben sana kurban olurum. Yollarına ölürüm. ( der ve Alisine sarılarak ağlar. Fon müziğinin sesi artar. Sonra Aliye bakarak çaresiz de olsa bu isteğini kabul eder. Çünkü Osman Ağa kızını vermeyecektir.)
-Keşke baban da bu günleri görseydi oğlum. Koş git Muhtar Emmine de, anlat bir de ona…( Ali koşarak sahneden ayrılır. Sahne kararır annesi de ayrılır sahneden.)
SUNUCU:
Olanları duyan Muhtar hiç şüphesiz hayırlı bir iş diye kabul eder ve Muhtarı da alıp Osman Ağanın evine giderler.
(Muhtar ve Ali’nin Anası Zeynoların evine gelmişlerdir.Divanda otururlarken sahne aydınlanır.)
Muhtar:
-Selamın Aleyküm Osman Ağa,
Osman Ağa:
-Aleyküm Selam Muhtar Emmi,
-Hoş geldin Emine Bacı.
Emine Bacı (Ali’nin anası):
(Biraz çekingen bir şekilde)
-Hoşbulduk Osman Ağam.
Hatice (Zeynonun anası):
(Biraz sert bir şekilde, gelmelerinden rahatsızlık duyduğunu belli edercesine…)
-Hoş geldin Muhtar,
-Sen de hoş geldin Emine.
Muhtar:
-Hoş bulduk Hatice bacı.
Ali’nin Anası:
-Hoş gördük.
(evin yardımcısı çayları getirir.)
Osman Ağa:
-Hayır mı Muhtar ziyaretin sebebi ne?
Muhtar:
-Hayır-hayır, bizim şerle işimiz olduğu nerde görülmüş Osman Ağa.
Osman Ağa:
-Neymiş hayırlı iş Muhtar de hele.
Muhtar:
-Allahın emri, Peygamberin kavli ile kızın Zeyno’yu, Emine Bacı’nın oğlu Ali’ye istiyoruz, Osman Ağa…
Der birinci perde kapanır…gerilimli bir müzik çalar…
II. PERDE:
(Perde açılmadan perdenin önünde)
SUNUCU:
Hepiniz hikayenin sonunu tahmin etmişsinizdir.
Osman Ağa;biricik kızı dünyalar güzeli Zeyno’sunu çoban Ali’ye verir mi!? Hem de çoban Ali’ye…Muhtarı da, Emine Bacıyı da evinden kovmuştur…
-Olur mu böyle bir şey, bir Ağa kızı ile Çoban evlenir mi? Görülmüş müdür? Hangi kitap yazmıştır? Demiştir…
Diyeceksiniz değil mi? (SEYİRCİYE DÖNEREK SORAR…)
-Evet diyenlerin sayısı oldukça fazla…Belki salonun tamamı evet diyecek…
-Ama hepiniz yanıldınız…Bakalım ne olmuş hep birlikte izleyelim…
(Perde açılır.Sahne de bir düğün hazırlığı vardır. Sahne iki bölüme ayrılmıştır. Bir tarafta damat, diğer bir tarafta da gelin tarafı vardır. Geline kına yakılır. Kına türküleri söylenir. Kına ekibinin hepsi düğün kıyafetlerini giymiştir. Damada sakal tıraşı yapılır. Berber damadı tıraş etmekte, bir başkası da ayakkabısını boyamaktadır.)
SUNUCU:
Gördüğünüz gibi düğün hazırlıkları vardır. İsterseniz o güne, Muhtarın Zeyno’yu istediği o güne bir dönelim…
O gün Osman Ağa, canından çok sevdiği, hiçbir zaman bir sözünü iki etmediği Zeyno’suna …(fon müziği yine duygusaldır)
Osman Ağa:
-Kızım Muhtar Emminin söylediklerini duydun. Sen ne diyorsun bu işe?
Zeyno:
-Baba, ben Ali’yi çok seviyorum. O da beni çok seviyor. Ben ondan başkasına yar olmam. Baba kurbanın oluyum ver beni Ali’ye…
Osman Ağa:
-İyi düşündün mü kızım? Sen benim bu dünyada ki tek canımsın, her şeyimsin. Senin üzülmeni istemem…
Zeyno:
-Düşündüm baba, ben Ali’yi çok seviyorum…
Osman Ağa:
(Muhtara dönerek)
-Peki Muhtar, kızımı duydun. Madem gençler birbirlerini sevmişler-istemişler, bize laf söylemek düşmez.
Tekrar, sahneye düğüne dönülür…Bütün çocuklar sahne de halay çekerler. Oynarlar. Ellerin de Türk Bayrakları vardır. En sonun da müzik susar. Sahne de bir sessizlik olur.
Zeyno ve Ali:
(sahnenin önüne kadar el ele gelip, seyirciye:)
-Darısı kavuşamayan tüm sevdalılara…
Bütün Çocuklar:
-Darısı kavuşamayan bütün sevdalılara…
Cuma Ali CAN
cuma_alican@hotmail.com
Güzel bir piyes. Beğendim.