Mezuniyet Töreninden Örgütlülüğe
Salonu dolduran öğrencilerim ayağa kalkarak coşkuyla alkışladılar. Ön sırada oturan iki öğretmen yuh diye bağırıyordu. Bu kişilerin üst düzey devlet görevlerine getirildiklerini söylememe gerek var mı bilemiyorum.
Mezuniyet günü toplantısının yapıldığı dönem öğretmen ve memur sendikacılığının başlangıç yıllarıydı. Salonda bulunan 20 kadar öğretmen ve 5 kadar idareciden bir sendikaya üye olan tek öğretmendim. Meslek yaşamım süresince sırasıyla (TÖS) Türkiye öğretmenler sendikası, (TÖB-DER) Türkiye öğretmenler birleşme ve dayanışma derneği, (EĞİT-DER) Eğitimciler derneği, (EĞİTİM-İŞ) Eğitim ve bilim
işgörenleri sendikası üyesi oldum. Örgütlü insanla örgütsüz insan arasındaki davranış ve düşünüş farkını göstermek için yukarıdaki anımı sizlerle paylaştım.
Bilindiği üzere çağdaş olmak, örgütlü toplum bireyi olmaktır. Bu yolla çevresinin, ülkesinin hatta üzerinde yaşadığı gezegenin insanca yaşanılır olmasında irade beyan edebilir. Çağımızın örgütlülüğü ise iş kollarında sendikalleşmekle hayata geçirilebilir.
İşkolu örgütlenmesi ekonomik haklar elde etme yanında, çalışanların niteliksel gelişimi, ülke yönetimi ve işkolu üretim faaliyetinin bilimsel yöntemlerle yapılması, planlanması ve uygulanmasında söz sahibi olma hakkı elde etmeyi sağlar.
Sık sık işitiriz, üretimden gelen gücümüzü kullanacağız türden demeçler söylenir.
Doğru söylem olmakla birlikte eksiktir. Örgütlü çalışanların tüketimden gelen gücüde vardır. Bu güç günümüze kadar ıskalanmıştır. Bir örnek vermek isterim.
Dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde işçi bayramı olarak kutlanan 1 mayısta işçilerimiz Taksim meydanına sokulmadılar. Emniyet güçlerinin işçilerimize ve tüm çalışanlarımıza nasıl davrandıklarını televizyonlardan izledik. Olaylı günün ertesinde taksim ve İstiklal caddesi esnafı çelenk yaptırarak İstanbul emniyet müdürünü tebrike gittiler. ‘İşçileri Taksim alanına sokmadığınız için teşekkür ederiz’ dediler. Tüketimden
kaynaklanan gücümüzü kullanabilseydik, bayram yapmasına izin verilmeyen sendikalar üyelerine 1 ay süreyle Taksim ve İstiklal caddesi esnafından alışveriş yapmama çağrısı yapabilselerdi, yöre esnafı bir daha bu tip saygısız davranışta bulunamazdı.
Öğretmenlerimiz sendikalleşme de istenilen başarıyı yakalayamadılar. Büyük çoğunluk hala hiçbir sendikaya üye değiller. İyi öğretmen sendikalı öğretmendir dedirtemediler.
(Benim asıl mesleğim öğretmenliktir.
Mustafa Kemal Atatürk)