İYİ YÖNETİCİ NİTELİKLERİ
Yöneticide Olması Gereken Nitelikler
Yöneticilerde olması gereken; filozofik boyut değer sistemlerini, psikolojik boyut kişilik özelliklerini, teknik boyut da bilgi ve becerilerini simgeler. Yöneticiler, entelektüel, iyi kişilik ve sosyal özelliklere de sahip olmalıdır; Entelektüel Özellikler: Genel kültür, mantıklı olma, analiz ve sentez yapabilme, sezgi gücünü kullanabilme, tasarlayabilme, iş üzerine yoğunlaşabilme, açık olma gibi özelliklerdir.
Kişilik özellikleri: Dengeli olma, uyum, özen, girişkenlik, hafıza gücü, dinamiklik, kararlılık, düzenlilik, yöntemli çalışma, çabukluk gibi özellikler.
Sosyal Özellikler: Dış görünüm, hitap edebilme, grubu anlayabilme, iş disiplini, işbirliği yapabilme, kendini denetleyebilme, insanlarla iyi ilişkiler kurabilme, insanları sevebilme.
Okul Yönetiminde Rol Oynayan Öğeler
Bir okulun yönetiminde rol oynayan öğeler, iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılırlar. İç öğeler okulu oluşturan ve onun yapısında yer alan-öğelerdir. Yöneticiler, öğretmenler, öğrenciler, memurlar ve diğer personel bunlar arasındadır. Dış öğeler ise, okulun yapısında olmayan, ancak etkileriyle yönetiminde rol oynayan unsurlardır. Ana-baba, çevredeki baskı grupları ve liderleri, yönetim yapısı, iş piyasası bu dış öğeler arasındadır.
Yöneticiler
Bürokraside yetki hiyerarşiden, meslekte yetki, bilgi ve beceriden gelir. Yetkinin bu iki temeline göre, okul yöneticisinin bağlılığı, örgütü ile mesleği arasında parçalanır. Bu parçalanmanın derecesini, örgütün hacmi ve teknik uzmanlaşma belirler. Okulun örgüt amaçları ile, toplumun eğitim amaçları çoğu zaman aykırı düştüğünden, okul yöneticisi tarafsız bir teknisyen olarak kalmakta ve öyle hizmet etmektedir. Çünkü, amaçlarının tanımlanması, yönetici eğitiminin en önemli, fakat en çok savsaklanmış yanı olmuştur.
Okulun amaçlarını gerçekleştirecek, yapısını yaşatacak ve havasını koruyacak iç öğelerin lideri okul müdürü olmalıdır. Gerçekte, müdür formal yetkilerden güç alan bir üsttür. Ancak okuldaki diğer öğeler tarafından kabul edilir ve benimsenirse, liderlik statüsü kazanabilir. Çünkü ilerde incelenecek olan, liderliğin kaynağı üzerindeki tartışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Fakat gerçek liderin gruptan geldiği genellikle kabul edilmiş bulunmaktadır. Buna karşılık, liderin, grubun başarı ve sürekliliğini sağlamak gibi sorumlulukları vardır.
Bunları yapabilmesi için, grup üyeleri ile etkileşmesi, değerlerini koruması ve problemlerini çözmesi gerekir.
Okul müdürü ile öğretmenin liderliğe ilişkin beklentileri ne kadar uyuşursa, işe karşı olan tutumları o kadar olumlu görülmektedir. Bu bakımdan, okul müdürünün liderlik görevi, meslekleşmenin getirdiği çatışmaların etkisi altında, geleneksel liderlikten uzlaşıcı ve uzlaştırıcı liderliğe dönüşmektedir. Üst’e sık sık danışmak, memurun yeterliliğini kuşkuya düşürdüğünden, öğretmenler genellikle problemlerini müdüre götürmek istemezler. Ancak problemlerin birikmesi yöneticinin zararına olacağından, müdürün bu çekinmeyi ortadan kaldıracak liderlik davranışı göstermesi zorunludur.
Öte yandan müdür, atama ile geldiğinden, başlangıçta ancak statü lideridir. Diğer bir anlamı ile, baştır, yahut üst’tür. Bu statünün verdiği formal yetkinin, sosyal ve teknik yetkilerle desteklenmesi gerekir. Sosyal yetki müdürün etrafındaki gruptan, yani okulun iç ve dış öğelerinden gelecektir. Teknik yetkiyi ise müdürün yönetim bilgisi ve becerileri sağlayacaktır. Bu yetkiler sayesinde müdür, gerçek bir lider rolüne girebilecek etrafındaki öğeler, okulun amaçlarına ulaşmasını sağlayacak yönde eyleme geçirebilecektir.
Okul denilen sosyal sistemin birey ve kurum boyutlarını dengede tutabilmesi, müdürün bir örgüt mühendisi kadar sosyal mühendis olmasını gerektirmektedir. Ayrıca, bizim eğitim düzenimizin öngördüğü sorumlulukları karşılayabilmesi için, iyi bir bürokrat olması zorunludur.
Müdür, meslektaşları ile olan anlaşmazlıklarında, hem dostça davranmalı, hem bunu meslekten olmayanlar ile tartışmaktan sakınmalıdır. Bu anlaşmazlıkların dostça görülüp çözülebilmesi için, müdürle astları veya üstleri arasındaki iletişim, olanaklar oranında dolaysız olmalıdır. Astları ile olan ilişkilerinde, birçok müdür demokratik davranmak ister. Ancak, haklı olarak, yetki ile birlikte sorumluluğu da paylaşmak ister. Eğer kanunlar ve yönetmelikler buna olanak vermiyorsa, müdür tek adam yönetimini seçmek zorunda kalacaktır.
Eğitimle ilgili kanunlar ve yönetmelikler müdürün liderlik tutumunu olumsuz etkilemektedir. Merkezden yönetilmeyen bir sistemde müdürün informal bir lider gibi davranabilmek olanakları daha fazladır. Öte yandan, merkezden yönetimde müdür daha çok formal bir lider olarak davranmak zorundadır. Oysa en doğrusu informal liderlik ile formal liderliğin aynı kişi üzerinde birleşmesidir. Zaten müdürün en önemli görevi eğitim liderliğidir, çünkü ancak bu sayede iç ve dış öğeler üzerinde yetki ve etki yaratabilecektir. Bu bakımdan, müdürün başlıca sorumluluklarından biri personelciliktir. Personelin seçilmesi, yerleştirilmesi ve çalışmalarının gözetilmesi, müdürün personel yönetiminde bilgili ve becerili olması ile gerçekleşir. Eğer müdür okulun veriminden sorumlu ise, bu verimi gerçekleştirecek personelin seçiminde söz hakkı olmalıdır. Okulun eğitim politikası ve bunun uygulanması üzerinde personele söz hakkı tanımak yoluyla, müdür iç öğeleri bütünleştirir ve onların lideri rolüne girebilir.
Müdür, aynı zamanda, öğrencilere en yakın liderdir. Müdürle öğrenciler arasındaki uzaklık çevrenin eğitim ve öğretim anlayışına göre değişir. Modern toplum ve şehirlerde bu ilişkinin arkadaşlık düzeyinde olması beklenir. Taşrada ve tutucu çevrelerde, müdürün disiplinci olması istenir. Daha doğrusu, disiplin kavramının dayandığı değer sistemi, yönetici ve öğrenci arasındaki uzaklığı belirler. Bu yüzden, ilerici eğitimde disiplin görüşü, eskisinden çok değişiktir.
Müdür okulun içinde ve dışında birçok gruplara karşı formal ve informal olarak sorumlu bulunduğundan, yeterince bağımsız değildir. Bu grupları dengede tutabilmesi için, müdürlük makamı okulun iletişim ve koordinasyon merkezi gibi çalışmalıdır. Araştırmalar, iletişimde başarılı müdürlerin, daha etkili olduğunu göstermektedir. Bu gruplar, mesleksel, politik, ekonomik, dinsel ve diğer nitelikler taşıyabilir. Bunlardan her birinin okul üzerindeki etkisi, grubun okula bakış açısına göre değişir. Örneğin, okulun politik bir örgüt olarak görüldüğü çevrede, bu grubun etkisi daha güçlü olacak, dinsel bir örgüt sayıldığı çevrede, öbürü ağır basacaktır. Halk okulu ancak bir eğitim örgütü olarak gördüğü zaman, diğer grupların etkisi zayıflayacaktır. Böylece müdürün bu grupları dengeleştirmek görevi zorlaşacak veya kolaylaşacaktır.
Her yönetici gibi, okul müdürü etrafında güvenebileceği ve işbirliği yapabileceği yardımcılar bulunmasını ister. Bu yüzden, okul müdürü, yardımcılarını seçmek hakkına sahip olmalıdır. Müdür yardımcıları sadece formalite ve yazışma işlerini görmekle kalmayıp, okulun yönetiminde etkili rol oynamalıdır.