GÖRME ENGELLİLERDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR
Paralimpik Olimpiyatları nedeniyle Engelliler ve spor kavramı daha çok dikkat çekmeye başladı. Oysa ki engellilerin yaşamında spor çok önemli. Spor, sadece yarışma ve skora dayalı bir uğraş değil. Ruh ve beden sağlığı için de gerekli. Daha önce bahsettiğimiz otizm ve spor konusu gibi, görme engelliler ve spor kavramı da çok ama çok önemli bir alanı kapsamaktadır. Ülkemizde yaklaşık bir milyon görme engelli yurttaşımız bulunmaktadır. Bu insanların hareket fonksiyonları sınırlıdır. Karşılaştıkları sınırlılıklar en belirgin şekilde motorsal gelişimlerinde görülmektedir. Görme engelli kişilerin en çok karşılaştıkları problemlerin başında vücut duruşu bozuklukları, kas gelişimi ve vücut dengesi yetersizliği, yürüme becerileri bozuklukları gelmektedir.
Görme engelli kişilerde gören kişilerden farklı olarak, bu problemlere daha sıklıkla rastlanmasının nedenleri arasında, görme engellilerin daha az hareket etmeleri, statik olma eğilimleri ve görsel uyaranların yokluğunun neden olduğu sanılmaktadır.
Görme engelli kişileri aynı gelişim seviyesindeki normal kişilerle karşılaştıracak olursak, görme engelli kişilerin kalp-damar sisteminin dayanıklılığı ve aktifliği daha düşüktür. Fakat adalesel güçleri duruşlardaki sabırlılıkları, asılı duran kollardaki esneklikleri ve yüksek atlamalardaki başarıları normal kişilerle karşılaştırabilecek düzeydedir. (Buell 1983, Hopkins, Gaeta, Thomas ve Hill 1987)
Ayrıca görme engelli sporcuların, görme yetersizliğinden etkilenme dereceleri açısından da birbirlerinden farklılaştıkları görülmektedir. Görme engelli spor kulüplerinde hiç görmeyen sporcu olabileceği gibi, farklı düzeyde görme keskinliğine sahip; yakın mesafeden el seçen, parmak sayan, büyük punto yazılmış yazıları okuyan, renkleri ayırt edebilen sporcularda bulunabilmektedir.
Uluslararası Kör Sporları Federasyonu (IBSA) görme engelli kişileri sportif açıdan üç ayrı gruba ayırarak sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırma, B1 düzeyi görme keskinliği total körlük (ışık algısı olmayan) B2 düzeyi görme keskinliği, (parmak sayımdan 2/60’a kadar görüş keskinliği veya 5 dereceden az bir görme alanı), B3 düzeyi görme keskinliği (2/60 – 6/60 arası görüş keskinliğine ve 5 ile 20 dereceler arasında görme alanı)
Görme engelliler göremedikleri için bedenlerini kullanmada zorluklarla karşılaşmaktadır. Örneğin görme engelli bir sporcu basketbol ya da futbol oynayan gören bir sporcunun vücudunu nasıl kullandığını görememekte, gören sporcuların nasıl koştuklarını, yüzdüklerini, ellerini, kollarını ve bacaklarını nasıl hareket ettirdiklerini görememekte ve becerileri nasıl yaptıklarını bilememektedir. Görme engelli sporculara kavram ve beceriler öğretilirken, gören sporculardan farklı ortamlara, yöntemlere ve daha çok zamana ihtiyaç duyulmaktadır.
Bedensel bakımdan, gören kişilerden farklı ve geri olan, görme engelli kişilerin beden eğitimi ve spora daha çok ihtiyaç duydukları söylenebilir.
Çünkü spor ve egzersiz yapan görme engellinin hareket fonksiyonları gelişmekte ve rehabilite olmaktadır. Bunun yanında zihinsel aktiviteleri de gelişerek kendilerine olan öz güveni artmakta ve sosyal hayata katılı sağlanmaktadır.
Görme yetersizliğinden etkilenmiş olma, beden eğitimi ve spor için sınırlayıcı bir koşul değildir. Görme engelli kişilere çok miktarda kas gücü ve dayanıklılık egzersizleri uygulanabilir. Gelişimsel egzersizler vasıtasıyla görme yetersizliği olan kişiler iyi beden duruşu, düzgün yürüme, koşma, yüzme gibi birçok beceriyi kazanabilirler. Ayrıca fiziksel eğitim programları, fiziksel açıdan canlı ve iyi bir kas koordinasyonu olan, sağlıklı bedenler yaratabilir, kendine güvenme ve gören kişiler tarafından kabul görme gibi toplumsal ve duygusal yararları da vardır.
Fiziksel eğitim programları görme engelli kişilerin aktif hayata katılmalarını, uyum sağlamalarını amaçlamalıdır. Görme engellilerin fiziksel ve motor yeteneklerini artırarak çevresi ile başa çıkma güvenini sağlamalıdır. Bu onlarda birey olarak kabul edilme duysusu da aşılamalıdır.
Görme engelli kişileri güvenlik açısından etkinliklere katmadan önce şunlara dikkat edilmelidir. Tıbbi kayıtlar ve gözlem yoluyla sağlık kontrolleri yapılmalıdır.
Gözlem ve test uygulamaları yaparak görme engellilerin yeterlilik ve sınırlılıkları hakkında bilgi edinilmelidi
Fiziksel mekanlar görme engelliler için uyarlı hale getirilmelidir. Görme engelli sporcuların farklı özellik ve yetenekleri nedeniyle normal spor tesis ve ortamlarından yeterince yararlanamayacağından dolayı spor tesislerinin görme engellilere yönelik uyarlı hale getirilmesi sağlanmalıdır. Çünkü halen ülkemizde görme engelli sporcular için tasarlanmış bir spor tesisi mevcut bulunmamaktadır. Beden eğitimi ve sporla ilgili olarak, görme engelli sporcuların görme keskinliği düzeyi dikkate alınarak yeni düzenlemeler yapılabilir. Çünkü, görme engelli sporcuların bedensel gelişimlerinin olağan şekilde sürdürülmesinde çevre düzenlenmesi çok önemlidir. Görme engelli sporcuların spor alanlarında ve diğer ortamlarda olumsuz durumlarla karşılaşmaması için takılıp düşebileceği ya da çarpabileceği eşyaların engellerin ayak altından kaldırılması gereklidir. Sporcuların çalışma yaparken çalışacağı istasyondaki malzemelerin yerlerini bulmasında, bir istasyondan diğer bir istasyona geçerken rahat hareket etmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Spor alanlarında malzemelerin yerlerini sabit tutmak gerekmektedir. Yerleri değişen malzemeler olduğunda değişiklik yapılan yerleri ve konumları her defasında gösterilmeli ve öğretilmelidir. Kırılacak dökülecek eşyalar ayak altında bırakılmamalıdır. Özellikle az gören sporcularla, çalışma yaparken (bahçede, yada spor salonunda) ışığın doğrudan gözüne gelmemesine dikkat edilmeli, ışığın kırılarak gözüne yansımasına özen gösterilmelidir.
(*) Makale Destek Eğitimi yazarlarından Gökhan İnce tarafından hazırlanmıştır. İzin alınmadan hiç bir yerde yayımlanmaz.