Dünya Otizm Farkındalık Ayı
• Devletimiz tarafından ayda 10 saat olarak ödenen Destek Eğitim Hakkı’nın haftada en az 20 saate çıkarılması gerekmektedir. Dünyada da kabul gören, erken tanı alan çocukların haftada en az 40 saat yoğun eğitim görmeleridir. Ülkemizin ekonomik şartları göz ardı edilmeden talep edilen ödenek artışı, ilk bakışta için artı maliyet gibi görünse de, eğitilememiş otizmli bireyin devlete maliyeti çok daha fazladır. Erken ve yoğun eğitim alan otizmli çocukların bir bölümü ilköğretim öncesi, önemli bir bölümü de ilköğretim yılları içinde özel eğitim aşamasını geçerek, genel eğitime dahil olmakta ve meslek sahibi olabilmektedirler. Yeterli eğitimi alamayan bireyler ise ömür boyu hem devlet bakımına gereksinim duymakta, hem de ailesinden en az bir kişinin bakımı gerektiği için iş gücü kaybına sebep olmaktadır. ABD kaynaklarına göre doğru eğitilmiş bireylerden meslek sahibi olanların oranı 2008 yılı itibarı ile % 80nin üzerindedir. Otizmli kişilerin dolaylı maliyetler hariç asgari ücret olarak bile olsa ekonomimize sağlayacağı artı gelir, Devletimizin otizmli bireylere sağladığı özel eğitim giderinin çok üzerindedir.
• Otizmli bireylerin yasal hakları konusunda hem aileler hem de Milli Eğitim Bakanlığı personeli ile ilk ve ortaöğretim kurum yöneticilerinin eğitim alması gerekmektedir.
• 125.000 otizmli çocuk için en az 2.000 otizm konusunda uzmanlaşmış özel eğitim öğretmenine, 1.500 dil ve konuşma bozuklukları uzmanına, 1.500 uğraşı terapistine, daha sonra bu çocuklarımızın hem korumalı iş ortamlarına yerleştirilmeleri hem de grup evlerinde bağımsız yaşamalarını sağlayacak en az 3.000 sosyal hizmet uzmanına ihtiyaç vardır.
• Oysa ülkemizde sadece dokuz üniversitemizde sadece yedi profesör ve dört doçent tarafından özel eğitim öğrencileri yetiştirmeye çalışılmaktadır. Acilen hem YÖK hem de MEB tarafından yurt dışındaki mevcut üniversitelere hoca yetiştirmek üzere burslarla öğrenci gönderilmelidir.
• Alanda çalışan öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için önlemler alınmalıdır.
• Devlette bütünlük esasına dayanarak, bugünden sonra yapılacak tüm yeni okullarda fiziki şartlar düzeltilerek özel eğitim sınıfları ve destek odasının bulundurulması sağlanmalıdır.