Dünya Otizm Farkındalık Ayı
“Otizmin bugün için kabul edilen en önemli tedavi aracı, erken yaşta verilmeye başlanan yoğunlaştırılmış ve bireyselleştirilmiş özel eğitim…”
Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli farkın; “otizmli çocukların erken tanı ve yoğun eğitimle sorunlarının giderilmesinde büyük kazanımların sağlanması” olduğunu belirten Otizm Platformu Koordinatörü Aylin Sezgin, “erken yaşta tanı alarak, doğru yöntemlerle ve yoğun şekilde eğitim alan otizmli çocukların büyük çoğunluğu bireysel ihtiyaçlarını karşılar duruma gelebilir, okula gidebilir ve yaşıtlarının sahip oldukları bir takım becerileri edinerek, toplumda yerlerini alabilirler” dedi.
Dünyada bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için kanıtlanmış yoğun eğitim süresi bireysel ve grup eğitimi olarak haftada 40 saat iken, halen ülkemizde devlet desteği ile alınan aylık 10 saatlik eğitimin oldukça yetersiz kaldığını söyleyen OTİZM PLATFORMU yetkilileri, “yoğun bireysel eğitimin otizmin halen bilinen en etkin tedavi yöntemi olmasından hareketle, devlet tarafından karşılanan eğitimin dünya normlarında haftada 40 saat olmasına rağmen, ülkemiz ekonomik şartları göz önüne alınarak haftada 10, ayda 40 saate çıkarılmasını” talep ettiler.
“MEB verileri, Türkiye genelinde devlet okullarında sadece 2114 otizmli çocuğun eğitim aldığını gösterirken; bu çocukların ve ailelerinin eğitim gereksinimlerinin karşılanmasının önündeki en önemli engel, ülkemizde otizmli çocuklara eğitim ve terapi verecek donanımda ve yeterli sayıda öğretmen ve terapist olmaması ve yetiştirilememesidir. Bu engelin en önemli kaynağı ise, üniversitelerimizde yeterli sayıda program ve öğretim üyesi bulunmamasıdır” açıklamasında bulunan OTİZM PLATFORMU, MEB ve YÖK ile başladıkları çalışmaları özetleyerek; kurumlar üstü bir öneme sahip olan konunun ivedilikle çözüme kavuşturulabilmesi için, geçici basit çözümlerden kaçınarak kalıcı orta ve uzun dönemli yöntemlerle bu eğitim açığı doldurulması için planlamanın başlamasını talep ettiklerini ifade ettiler.