ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

DİZİ BAĞIMLISI KUŞAK YETİŞİYOR

10.06.2010
297
A+
A-

DİZİ BAĞIMLILIĞI CİDDİ SORUN OLABİLİR
Televizyon, kimi düşünürler için insanları aptallaştıran bir sihirli kutu. Aslında bu düşünürleri haklı kılan göstergeler kendini açık olarak ortaya koymakta. “Futbol bir afyondur” sözü, ileri demokrasi bilinci oluşmamış toplumlarda yerini “televizyon bir afyondur” sözüne bırakmaka. Televizyon bağımlılığı genel olarak başbelası özelliğini sürdüre dursun, daha alt basamağında diziler ve futbol maçları sinsi bir şekilde toplumsal bilinci törpülemeye devam ediyor. Televizyon dizilerinden son dönemde ön plana geçen, Kurtlar Vadisi, Ezel gibi özellikle ergenlerin kişiliğine direkt olarak etki eden karakterler barındıran diziler gerçekten entellektüel birikimin önüne geçiyor. Çok ciddi bir içselleştirme sorunu yaşayan ve bu dizilerle özdeşlik kuran bireyler asosyal örüntü oluşturma projesinin bir parçası olarak giderek yaygınlaşıyor.

Temel yaklaşımı, izleyeni özdeşleştirme olan televizyon dizilerinin içeriği veya ideolojisi ne olursa olsun tek bir amaca hitap etmekten kurtulamayacaktır. Çünkü sevdiği diziyi izleyen kişi, dizide kendine uygun bir model alacak, o modelle özdeşleşecek, onun gibi yürüyüp onun gibi konuşacak. Kahraman ölünce o da ölecek. Gerçi bu dizilerde ölüm bir gerçek olarak sadece figuranlara özel ama es kaza karakter oyuncularından biri ölse bile çok ciddi travmalara varan etkilenmeler söz konusu olacaktır.

Bu sanat anlayışının durduğu yer aslında gerçeğin tam karşısıdır. İzleyene nesnel düşünme, dinamik düşünme ve yorumlama, sorgulama yolunu daha baştan kapatan bir anlayıştır. Ülkemizde malesef bu anlayış doğrultusunda oluşturulmuş dizi bağımlısı onbinler belki yüzbinlerce ifade edilebilecek “vaka” var. Dizisi, yayımdan kaldırılınca bunalıma giren, tv kuruluşlarını, gazeteleri,forum sayfalarını mesaj yağmuruna tutan dizikolikler..

Ne yapmalı?
Genelde televizyon bağımlılığı olarak adlandırılan ancak son dönemde özelleşip dizi bağımlılığı halini alan durum için önce sorunun varlığını kabul etmek gereklidir. Sanırım bu durum herkesin işine yarıyor ki kimse bir çaba içerisine girmiyor.

                       Şahbender Korkmaz

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.