Dekubitus Ülseri Nedir? Dekubitus Ülserinin Tanısı ve Tedavisi
Dekubitus Ülseri
Dekubitus ülseri(Bası Yarası), bası altında kalan dokularda ki çürümedir. Basıya maruz kalan dokularda iki saat içinde iskemik değişiklikler başlar. Bu açıdan en hassas dokular; kaslar ve toplar damarlardır. Sırtüstü yatar pozisyonda kalça sırt bölgesi, başın arka tarafı en fazla etkilenen yerlerdir.
Özellikle felçli veya hareketsiz hastalarda sıklıkla görülür. Basıya uğrayan bölgelerde basınç artmasına bağlı bu yaralara basınç yaraları veya yatak yaraları da denmektedir. Basınç değerleri kemik üzerine denk gelen bölgelerde daha yüksektir. Deriden kemiğe kadar tüm dokular etkilenir.
Yatalak hastalarda veya alçıda olan hastalarda bu yaralar oluşmaması için özel yataklarda yatırılır veya sürekli farklı pozisyonlarda yatış sağlanır.
Basınç altında kalan dokuda önce kızarıklık,ödem oluşur sonra morarma ve siyahlaşma olur.siyahlaşma çürüme belirtisidir. Başlangıçta genel olarak enfeksiyon olmaz ama zamanla eklenir. Son aşamaya gelmeden tespit edilirse geri dönüş olur. Çürüme(nekroz) olduktan sonra geri dönüş olmaz. Çürümenin genişliği etkilenen dokunun genişliğine bağlıdır ancak zamanla azda olsa kendiliğinden genişleyebilir. Bu genişleme ölü dokulardan açığa çıkan doku yıkımına neden olan maddelerden kaynaklıdır.
Yaralarda ki derinlik dokunun azalan veya duran kan akımına (iskemi) verdiği yanıtla ilgilidir. Dolayısıyla kemik en son etkilenen dokudur ama en zor iyileşendir. Kemik enfeksiyonlarının tedavisi oldukça zordur. Bu tedavi yıllar sürer, bazen hiç tedavi edilemeden kalır. Yaralara eşlik eden mikroorganizmalar genellikle stafilakoklardır. Streptokok, Psödomonas, Proteos, Koliform Basil enfeksiyonları da görülür.
Tedavi
Kronik yatak yaralarının tedavisinde, özel yataklar, tıbbi bakım uygulamalarına yanıt alınamazsa cerrahi tedavi kaçınılmazdır. Bu hastalarda beslenme ve dolaşın bozukluğu olduğu için ameliyat öncesi mutlaka sıvı ve destek tedavisi yapılır. Nekrotik dokular genişçe çıkartılır. Çıkartılan doku sınırlarında kanlanmanın iyi olması gerekir.
Genelde tercih edilen yöntem, damarlarıyla birlikte transfer edilen doku (flep) tamiridir. Bundan başka gerft denilen derinin en üst tabakasının nakli, özellikle küçük yaralarda primer tamir dediğimiz dikiş atılması veya yaranın açık bırakılması da diğer tedavi seçenekleri arasında sayılabilir.