CÜZZAM HAFTASI HAKKINDA YAZI
CÜZZAM HAFTASI (25-31 OCAK)
Cüzzam hastalığının diğer adı lepradır. Cüzzam hastalığı insanlık tarihi kadar eskidir dersek doğruyu söylemiş oluruz. 1876’da Norveçli bilim adamı Armauer Hansen tarafından keşfedilmiştir. Cüzzam, Lepra basilinin neden olduğu kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığıdır.
Niçin Cüzzam Haftası?
Cüzzam Haftasının en önemli amacı, toplumun cüzzam ve cüzzamlıya karşı oluşan önyargılarını, yanlış inançlarını ve bilgisizlikten kaynaklanan korkularını önlemektir. Cüzzam hastalığının erken tanısının sağlanması, dünya standartlarına uygun bir şekilde tedavisi ve izlenmesiyle hastaların topluma kazandırılması amaçlanmaktadır.
Cüzam hastalığı için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Birincisi; lepra mikrobuna karşı doğal bağışıklığın bulunmamasıdır (İnsanların tümüne yakınında bu doğal bağışıklık vardır. Doğal bağışıklığın olmaması hali, insanlara kendinden önceki soylardan geçen bir özelliktir)
İkincisi; dışarıya basil çıkaran aktif durumda bir hastanın olması ve onunla süreli ve çok yakın temas halinde olmaktır. Bulaşma genellikle aynı aile içindeki büyüklerden 10-11 yaşına kadar olan çocuklara yönelik olarak ortaya çıkmaktadır.
Hastalığın belirtileri, mikrop vücuda girdikten sonra 2-7 yıl sonra ortaya çıkar. Bu nedenle tanı koymak zorlaşır. Hastalık ilk olarak sinirleri, daha sonra deriyi tutar. Bunlara bağlı olarak;
-Vücudun herhangi bir yerinde deri yüzeyinden hafif kabarık ya da biraz daha büyük ama çok kabarık olmayan kırmızı-mor renkli kabarıklıklar
-Değişik büyüklükte, keskin sınırlı, pembe-kırmızı-mor renkli kabarıklıklar,
-Özellikle yüz, göz çevresi, yanaklar, dirsek ve dizlerin dış-ön yüzlerinde daha sık görülen nohut-ceviz büyüklüğünde topak ve kabartılar, bu lezyonların bazılarının açılmasından oluşan yaraların izleri,
-Kol ve bacaklarda his kaybı veya azalması, bazı hareketleri yapmada zorluk ve güç kaybı,
-Burunda tıkanıklık ve zaman zaman görülen hafif kanamalar,
-Kol ve bacak sinirlerinin bulunduğu yerlerde duyarlık ve ağrı genel ve sık görülen belirtiler görülmekte olup, bu belirtilere benzer durumların bulunduğu başka hastalıklar olduğu da unutulmamalıdır.
Erken ve doğru tanı koyulamayan hastalarda basiller yerleştikleri sinirlerde yıkıma yol açarlar ve bu nedenle bazı sakatlıklar görülebilir.
Cüzzam tedavi edilebilir bir hastalıktır ve en az üç ilaçtan oluşan kombine tedavi ile en çok bir yıl içinde tamamen tedavi edilebilmektedir. Hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar devlet tarafından ücretsiz olarak sağlanmaktadır.
Cüzzamın sosyoekonomik durumla yakın ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Sağlığa uygun evlerde yaşayan, iyi besin alan, iyi gelişen toplumlarda kendiliğinden kaybolabilmektedir. Halen saptanan her yeni hasta, yaşamlarının sonuna kadar değişik gereksinimlerinin çözümlenmesi ve çevrelerinin kontrolü açısından kayıt altında tutulmaktadır. 2006 verilerine göre Ülkemizde kayıtlı lepralı hasta sayısı 2203’dür. Tedavi gören sayısı ise 19’dur. Lepralı hastaların tedavileri İstanbul, Ankara ve Elazığ illerinde bulunan Lepra Hastanelerinde yapılmakta olup takipleri ise yaşadıkları ildeki sağlık kurumlarınca yürütülmektedir.
www.beyazegitim.com dan izin alınarak yayımlanmıştır.
Cüzzam haftası bizim okulda düzenlenmiyor. Acaba neden?