Çocuğa Şiddet Ömür Boyu Dinamitle Yaşamak demektir!
Çocuklara uygulanan fiziksel şiddet, ne yazık ki toplumsal gerçeklerden biridir. Yalnızca bizim ülkemizde değil, diğer bir çok ülkede gözlemlenen incitici, kalıcı yaralar oluşturan bir sorundur. Bu sorun ülkelerin sosyo-ekonomik profiline göre daha da derinleşiyor.
Düşünce ile eylem bazen çelişiyor.
Anne babaların şiddete başvurma nedenlerinin başında, çocuğun davranışları karşısında yetersiz kalmaları geliyor. Çocuk, anne babanın istemediği, hoşuna gitmeyen, ters gelen bir takım davranışlarda bulunuyor. Burada anne baba önce çocuğunu sözlü olarak uyarıyor.
Bütün uyarılara rağmen çocuk istenmeyen davranışı devam ettirdiğinde, hatta inadına yaptığında, anne baba istemese de çocuğuna şiddet uygulamak zorunda kaldığı gibi bir duyguya kapılıyor. Fiziksel şiddetin, anlık, öfkeyle ve kontrolsüz gelişen bir eylem olduğu ifade ediliyor. Çok bilinçli olan anne babalar bile bazen çocuklarıyla baş edemediği durumlarda kendilerini kontrol edemeyip, fiziksel şiddete başvurabiliyor. Ayrıca, her anne babanın uyarı tarzı, dozu farklı olabiliyor. Kimi hiç sözlü uyarıda bulunmadan, anında fiziksel müdahaleye başvururken, bazıları sabırla konuşmaya çalışıyor. Sözlü uyarılara rağmen hala bir değişim olmuyor ve öfkenin de yoğunluğu artıyorsa, şiddet eylemi kaçınılmaz oluyor.
Hangi şekilde olursa olsun; isteyerek ya da istemeden, şiddet karşısında çocuk fiziksel bir zorbalıkla baş başa kalıyor. Ancak burada göz ardı edilen bir nokta var; çocuk yaşadığı bu fiziksel taciz karşısında, anne babanın istemediği davranışı ortadan kaldırmıyor. Yani fiziksel şiddet çocukta caydırıcı bir etki yaratmıyor. Hatta bazen aksine çocukta öfke gelişebiliyor ve istenmeyen o davranışını inadını sürdürebiliyor.
Anne babanın başkalarının yanında çocuklarını fiziksel yönden uyarmaları, onu çok daha ağır etkileyebilir. Böyle bir durumda çocuğun kişiliği zedeleniyor, kendini aşağılanmış ve değersiz hissediyor. Bu da doğal olarak anne babaya karşı olan öfkeyi arttırıyor. Kısacası dayağın sonucunda çocuk hep olumsuz duygular yaşıyor.
Sonuç olarak, araştırmalar ve yaşananlar gösteriyor ki, fiziksel zorbalık, etki ve gücünü yitirdiğinde roller kaçınılmaz olarak değişiyor. Güçlü olanın güçsüz olana fiziki tahammülünü yasallaştıran, fiziki şiddet, özellikle de aile içi dayak olayları, istenmeyen acı sonuçları da potansiyel olarak taşıyor.
Onur Genç ADA
Toplumumuzun son yıllarda içine düştüğü şiddet hezeyanınında en büyük nedeni bence aile içi uygulanan dayaktan kaynaklanıyor. Baba anneyi dövüyor, anne çocuğu dövüyor, çocuk gücünün yettiği arkadaşını dövüyor bu kısır döngü toplumumuzda şiddete ve öldürmeye meyilli bir ruh yapısının oluşmasına neden oluyor.