Bitkiler ve Meyveler

Bulmacalar:
BİTKİLER ve MEYVELER

Ağaç
Yazın giyinir
Kışın soyunur
Meyvesini el alır
Yaprağını yel alır.

Uzun uzanır,
Yeşil bezenir,
Kırmızı don giyer
Arşa uzanır.

Armut
Ufacık çömlek, içinde tatlı aşı.

Karşıdan baktım dal gibi;
Yanına gittim: Bal gibi.

Ayva
Sarıdır amma yüzü
Pek şifalıdır özü
Sonbaharda sallanır
Dallarda dizi dizi.

Sarıdır sarkar
Düşerim diye korkar.

Sarı kız sarkıp durur
Düşeceğim diye korkup durur.

Sarı tavuk dalda yatar
Dal kırıldı, yerde yatar.

AyçiçeğiŞimşekli çiçek, şim boylu çiçek, şım kara kaşlı, aynalı çiçek.

Altın tabak, sini göbek.

Badem
Altı tahta, üstü tahta
İçinde bir sarı sofa.

Altı mermer, üstü mermer; içinde buruşuk Ömer.

Tak tak taktan; çık gel küpten.
Arabacı Mahmut, tekneci Bekir, seleye sen gir, sepete ben,
Anasını sen al, kızını ben.

Yeşildir abası,
Sarıdır libası
İçinde iliği var,
Bin tane deliği var.

Çam (Çam Ağacı)
Yazın gök, kış yok, bilmeyenin ağzına bak.

Sekül sekül ayağı var, seksen yerde dayağı var.

Dağ başında koca karı, ağlar ağlar da yaşı dinmez.

Çiçek
Ben beslerim o süsler.

Ceviz
Dağdan gelir, takla makla,
Aman anne beni sakla.

Attım rafa
Bir kuru kafa
Yemesi tatlı
Maymun suratlı.

Deveden büyük
Serçeden küçük
Zehirden acı
Şekerden tatlı.

Ara beni, bul beni
Uğraştırmam çok seni
Düşerim ağacımdan
Tırık tırak, tırık tırak
Çekici al eline
Ne tatlıdır içim bak.

Dört kardeş bir kundakta yatar.

Çilek
Alçacık dalı var
Tatlıca balı var.

Karşıdan baktım al; ağzıma attım: Bal.

Çiğdem
Yer altında gümüş düğme.

Domates
Alçacık boylu
Yeşil şapkalı
Kırmızı donlu.

Dut
Tepesi aşağı sarkar; düşerim diye korkar,
Dudu gibi adı var, şeker gibi tadı var.

Bir yüzü var, çok gözü var.
Dal ucunda ak taş

Elma
Dal üstünde al yanak, inanmazsan ye de bak.

Ufacık kırmızı bir ev
Ne kapısı var, ne penceresi
İçinde yıldızdan bir yatak
Yatakta beş küçük yavrucuk.

Al atlas, yeşil atlas;
Suya atarım batmaz.

Erikİşte şurda tepede
Hemen doldur sepete
En güzeli yetişir,
Eyüp’teki tepede.

Fasulye
Alaca bulaca
Çıkar ağaca.

Fındık
Altı tahta, üstü tahta, içinde bir kuru Fatma
Bir ufacık mil taşı, içinde var beyler aşı.
Dal ucunda kırmızı gelin.
Benim bir sandığım var, bir dilim ekmek alır.
Ben neyidim neyidim, samur kürklü beyidim, felek beni indirdi, çöplüklere kondurdu.

Gül
Bakması güzel, alması üzer.
Kat kattır amma katmer değildir,
Kırmızıdır amma biber değildir.
Baharı haber verir, bülbül neşe verir,
Her renk entari giyer, bahçelere şan verir.
Bir tane alayım dedim
Elime battı hançeri.
Kumru öter, atlas biter;
Kokusu dünyayı tutar.

Havuç
Yer altında kırmızı bakraç.
Yer altında kırmızı minare.
Yer altında uzun değnek.

Hindistan cevizi
Bir kuru kafa
Attım rafa
Yemesi tatlı
Maymun suratlı.

Hurma
Torbası var, dikişi yok;
Unu var, değirmeni yok.

Dışından baktım; kırmızı çuvalcılar,
içinde var macuncular; en dipte gördüm oduncular.

İğde
Dışı deri gibi
İçi un gibi
Daha içi odun gibi.

Üç katlı bir evim var
Aşağı katta odun yığılı
Orta katta pamuk yığılı
Üst kat kadife dolu.

Bir sürü çocuğum var, al fesli fesli.

İncir
Dal üstünde
Darı ambarı.

Karşıdan baktım: Al.
Ağzıma aldım: Bal.

Bahçeler tacı, yemeyen muhtacı;
çiçeksiz meyve verir, o neyin ağacı?

KayısıYeşil iken ağarır, yavaş yavaş sararır, sarardıkça sallanır, sallandıkça ballanır.

Ağaç başında sarı kedi
Sarı sarı sarkıp durur, düşerim diye korkar.

Kestane
O yanı kaya, bu yanı kaya,
İçinde durur bir peynir maya.

Kaftanı kara
Gömleği sarı
Yüz yaşında bir koca karı.

Biz ne idik, ne idik
Samur kürklü bey idik
Felek bizi şaşırttı
Küllüklere düşürttü.

Kiraz (Vişne)
Kardeşi ekşi biraz, fakat tatlıdır kendi,
Dalları basar basmaz, yirmi günde tükendi.

Kırmızı öküzü ahıra koyarken
Kuyruğu kaldı elimde.

Çifter çifter dizilmiş
Ensesinden asılmış.

Karpuz
Bize bir misafir geldi
Yeşil mantolu
Kırmızı entarili
Siyah düğmeli.

Bir kızım var
Eteği yeşil
Büluzu pembe
Düğmeleri siyah.

Bir evim var, içi kıpkırmızı, dışı yeşil.

Kavak
Uzun uzanır
Yeşil bezenir
Beyaz don giyer
Arşa uzanır.

Kavun
Aktır onun tepesi, yeşildir hem kübbesi, içinde dizilidir kara kara küpesi.

Limon
Bir küçücük fıçıcık
İçi dolu turşucuk.

Sarıca, suluca, al eline, koy cebime.

Düz yahut çarpık getir, bir sarı kabuk getir,
İçi ekşi su dolu, bayıldım, çabuk getir!

Mısır
Gelin içerde, saçı dışarıda.

Yaradanın işleri,
Her tarafında dişleri.

Muzİldif ildif ileyim, eli nazik meyveyim,
Ilık yerde biterim, söyleyiniz, ben neyim?

Papatya
Kopardım her birini, açtığım güzel faldı,
Söktüm ak dişlerini, sarı düğmesi kaldı.

Salatalık
Yeşil kadife, kendi zarife.

Uzundur, yayık değil; yenilir, kabak değil; asılır, üzüm değil.

Nar
Elimde bir tane, içinde bin tane.

Çarşıdan aldım: Bir tane
Eve getirdim: Bin tane.

Trabzon’dan sandık gelir,
İçi dolu fındık gelir;
Arif isen ağlatma, kancağızı damlatma.

Demir kapı açıldı, alaca boncuk saçıldı.

Patlıcan
Alçacık boyları. Kadife donlu.

Pamuk
Aktır abası,
Yeşildir küpesi,

Sarı sıcakta kar tarlası,
Zordur onu toplaması,

Portakal
Sarı içinde, sarı zarfın içinde,
On iki tane yavru, hepsi birbir içinde.

Sarıdır zerdali gibi
Suludur şeftali gibi
Ne vallahi zerdali
Ne billahi şeftali.

Sarıdır ayva gibi, suludur elma gibi.

Şeftali
Rafta kabak, suda zambak, al yanak, kiraz dudak,

Üzüm
Bak, bir sürü çocuk var, peşlerinde kuyruk var.

Elsiz ayaksız, duvarda gezer.

Kandil kandil asılır, zamanı gelir kesilir.

Orman
Güz yelleri üfürdü, urbasını götürdü, kışın çıplak kaldı, düşüncelere daldı,
Hasret yaz günlerine, bil bakalım bu ne?

Yaprak
Bir gelinim var, yeşil tuvaletler giymiş,
Balkona çıkmış, gelene geçene el sallar.

Yeşilken yerinden ayrılmayan
Sarardıktan sonra gezen nedir?