Bir Trafik Haftası Yazısı!
Bir trafik olgusu denince akla sadece otomobiller, halk otobüsleri ve onların kornalarına, egzos dumanarına ayrılmış ve iki kenarı korkuluklarla çevrilmiş, dik açılı üst geçitlerinin olduğu bir ortam aklınıza geliyorsa; orada durun! Yayayaların bunca yok sayıldığı, adeta araç terörüne maruz kalan çocukların yaşlıların ve hatta engellilerin her şeye rağmen sığınacağı bir gerçek var!
Her trafik haftasında her yıl, hemen her kurumda okulda fabrikada, yayalara dersler anlatılır. Eksiksiz uyulması gereken kurallar ezberletilir. Buna itirazımız olabilir mi? Hayır! Peki sürücüler tarfik haftalarında neler öğrenmelidir? Onlara dikte edilmesi gereken birinci vazife, insanın makinelerden daha saygın, daha öncelikli olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda oldukları değil midir?
Peki hazır trafik haftası iken yayaların, yürüme özgürlüklerinin gittikçe kısıtlandığı günümüz yaşam koşullarında belediyelerin yayalar için de neler yapabileceklerini düşünmeleri gerekmez mi? Öyle ya, üstüne su ve çamur sıçratan sürücü hakkında yayanın bir savunma hakkı yok mu? Yaya geçitlerinde, yayalara ayrılan kaldırımlarda yayaların üzerine araba süren sürücülere trafik dersleri verilmeli mi?
Ya peki, sola ya da sağa dönüşlerde yalnızca araçlar için değil yayalar için de dönüş sinyali verme görevi? Durun daha bitmedi, şehir içi hız limitlerine uymayan sürücüler?
Hadin Görevliler Göreve!
Onur Genç ADA