ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

BAŞ AĞRILARI HAKKINDA

20.02.2010
440
A+
A-

BAŞ AĞRILARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Baş ağrısı başın ağrılı olması halini tanımlar. Baş ağrısı beyin dokusu dışındaki yapılardan kaynak alır. Bunun nedeni; beyin dokusunun ağrı duyusu uçlarını taşımamasıdır. Baş ağrısına yol açan yapılar, beyni besleyen büyük atardamar ve toplardamarlar, beyin zarları, dişler, gözler, burun, kulaklar, sinüsler, ense ve sırt kaslarıdır.

Baş ağrısı insanlık tarihinin bilinen en eski yakınmalarındandır. Bu sebeple üzerinde çokça çalışmalar ve yorumlar yapılmıştır. Şarkılara ve şiirlere konu olmuştur. İnsanla öyle içi içe olmuştur ki mecazi  anlamda da sıklıkla kullanılmaktadır.

Baş ağrısı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en fazla işgücü kaybına yol açan tıbbi sorunlar arasındadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınların %18’inin, erkeklerin ise %6’sının migrenli olduğu bildirilmektedir.
Ülkemizde 15-55 yaş arasında yapılan bir araştırmada migren; kadın %22, erkek %11, gerilim tipi baş ağrısı  ise %30 olarak bulunduğu, baş ağrısına bağlı iş günü kaybının bir yıl içinde 12-15 gün olduğu, işgücü kaybının ise yarım milyar dolar civarında olduğu belirtilmektedir. 
MİGREN
Şiddetli ve direnli baş ağrılarının en sık sebebidir. Migrenin nedeni bilinmemektedir ancak, bazı sebeplerin tetiklediği düşünülmektedir. Stres, düzensiz uyku, kokular,havasız ortam, turşu, bira, şarap gibi mayalı yiyecek ve içecekler, kafein kesilmesi, kadınların adet dönemleri, kan şekeri düşüklüğü/ yüksekliği, üre ve yağların yüksekliği, kan tablosundaki değişiklikler vs. nedenler migren ortaya çıkaran sebepler olabilirler. Migren ağrılarını izah etmek için birçok teori kurulmuştur.
Bunlar; kas kontraksiyonu teorisi,vasküler teori, nörojenik teoridir. Son yıllarda nörojenik inflamasyon teorisi ve yayılan depresyon teorileri daha çok geçerlilik kazanmıştır. Ayrıca seretonin migren ağrısında önemli bir nörotransmitter olduğu yıllardır bilinmektedir.Ig G mekanizmasının migrenle yakından ilişkili olduğu görülmüş, migren hastalarının %90 ‘ nında besin intoleransı olduğu saptanmıştır.  Migrende aile öyküsü de vardır.
 Basit Migren: Migrenli hastaların %75 inde görülür. Aurasız migren atakları vardır. Sıklıkla bayanlarda görülür. Tek ya da çift taraflı baş ağrısı görülür, kusma nadirdir.  

Klasik Migren: Auralı migren atakları görülür.Başın tek tarafında ağrı vardır. Migrenli hastaların %10’unu oluşturur. genellikle ergenlik ve orta yaşta görülür. Ataklar 2-6 saat kadar sürer. Kişinin görme  alanında boşluk vardır. Hasta boşluk olan yeri göremez. Bulantı ve kusma buna eşlik eder.
 Baş ağrısız auralı migren: Uzun süre boyunca auralı migren yaşayan bir kişide zamanla baş ağrısı  geçer veya azalır.
 Baziler migren: Migren belirtileri yanında cümle kurmada güçlük, baş dönmesi, çift görme, kulakta çınlama ve dengesizlik görülebilir. Daha sonra migren baş ağrısı başlar.
 Hemiplejik migren: Hem auralı migren hem de kol ve bacak dahil vücudun bütün yarısında kas güçsüzlüğü veya felç görülür. Atak süresince devam edebilir.
 Status migrenozus: Üç günden fazla süren migren ataklarıdır. Boyun ve omuzdaki kasların kasılmasına  bağlı olarak ortaya çıkabilir.
 Retinal migren: Baş ağrısıyla birlikte bir gözde görme bozukluğu olur. Kısa sürelidir. Göz muayenesinde herhangi bir bulguya rastlanmaz.
 Oftalmoplejik migren: Baş ağrısı ve gözün hareketlerini kontrol eden sinirlerin bir bölümünde felç vardır

Tedavi:  Mümkün ise öncelikle uyarıcı etkenler kaldırılmalıdır. Acil yaklaşımda oral, dil altı ve fitil olarak ergotamin ve dihidroergotamin  kullanılır. Ataklar esnasında ve sonrasında diğer ağrı kesiciler de kullanılmaktadır.Bir serotinin agonisti olan sumatriptan, migren tedavisinde etkili bir ajandır. Medikal tedavide, beta-blokerler, trisiklik antidepresanlar, kalsiyum kanal blokerleri,ağrı kesiciler veya valproik asit, migreni önlemede kullanılmaktadır. Biofeedback tedavisi, hastaların stresle daha fazla ilişkili olan migren ataklarını azaltabilir.

 GERİLİM  TİPİ BAŞ AĞRISI
 Başın çevresini saran bant şeklinde ağrı ile karekterizedir; genellikle gündüzleri meydana gelir ve duygusal stres ile bağlantılı olabilir. Başın arkasındaki ve ensedeki kaslar hassastır ve spazm halinde olabilir. 
Bu tip baş ağrısını migrenden ayırmak zordur. Tedavide ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, ve psikoterapi  faydalı olabilir.

KRONİK GÜNLÜK BAŞ AĞRISI
Migrenli yada gerilim baş ağrısı olanlarda,kendiliğinden veya analjezikler, ergotaminlerin aşırı kullanılması sonucu olarak kronik günlük baş ağrıları gelişebilir. Tedavide, aşırı laç kullanımının önlenmesi gerekir.

 CLUSTER BAŞ AĞRISI
 Küme baş ağrısı olarakta adlandırılır; göz çenvresinde şiddetli ağrılar olur. Orta yaşlı erkeklerde görülür. Tek taraflı ağrı ile birlikte ağrı ile aynı tarafta göz yaşı akması, göz kızarması, burun tıkanıklığı ve anhidrozis,
miyozis, enoftalmus ve pitozis semptomları ile belirginleşen Horner sendromu olur. Cluster Baş ağrısında Işığa karşı hassasiyet yoktur. Tedavide ağrıyı durduran %100 oksijen, ergotamineler,ağrı kesiciler, sumatriptan
İdame tedavide, lityum, kalsiyum kanal blokerleri, kortikosterioidleri verilebilir.

 Baş ağrılarının diğer sebepleri arasında; Temporal (Dev Hücreli) Arterit,Trigeminal Nevralji dıştan bası yapan nedenlere bağlı baş ağrıları, Soğukla Tetiklenen Baş Ağnsı, Benign Efor Baş Ağrısı,Cinsel aktivite,
Kafa travmasi,iskemik Serebrovaskuler Hastalik,beyin kanaması, yüksek tansiyon, beyin iltihapları, beyin tümörleri, madde yoksunluğu, hipoksi, hiperkapni,hipoglisemi,üre yüksekliği,kafa kemikleri ile ilgili hastalıklar, diş hastalıkları, kulak hastalıkları,burun ve sinüs hastalıkları,vs. 

 Günümüz büyükşehir insanında daha sık görülen başağrısını tümüyle yoketmek mümkün değildir. Ancak azaltabiliriz  hem sıklığını hem şiddetini… Bunun sihirli bir yönü yok aslında. Her insan kendinin doktoru olmalı; kendi  organizmasının işleyişini iyi bilmeli ve bu işleyişe göre yaşamını belirlemelidir.Yani; yediğini/içtiğini, gezdiğini/ gördüğünü aldığı ölçüde yapmalı, sevmeli kendini ve hayatı.Gülen insanda, mutluluk veren
ve ağrıyı kesen hormonlar(endorfin) daha fazla salınır.

Kahvenin bahane olduğu hoş ortamlar dileğimle…

Op. Dr. Muharrem YILMAZ
 Genel Cerrahi Uzmanı

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.