Ayrıştırmadan Kaynaştırmaya
Etkili bir kaynaştırma uygulaması sistematik işbirliğine dayalı yürütülen hizmetlerin yapılandırıldığı bir süreç olması gerekirken öğretmen tek başına problemlerle başa çıkma uygulamasına dönüşmüştür.Oysa ;
Etkili bir kaynaştırma uygulaması üç temel sürecin sağlanması ile gerçekleşebilir.
Bunlar;
1.Özel eğitime gereksinimi olan çocukların normal eğitim ortamlarına yerleştirilmesi sürecinde tıbbi tanılamanın yanı sıra eğitsel tanılama ya da değerlendirmenin yapılması,
2.Uygun yerleştirmeyi destekleyen her türlü destek hizmetinin öğrenciye verilme yollarının sağlanması ya da ulaştırılması,
3.Genel eğitim ile özel eğitim hizmetleri arasında işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
Bu süreçler düzenlenen 573 nolu Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmesi ve kaynaştırma ortamlarının yaratılmasında eğitimciler ve diğer destek hizmet birimleri sorumlu tutulmuştur.Öğrencinin özel gereksinimleri doğrultusunda normal sınıf dışında verilebilecek hizmetlerden yararlandırılması için gerekli düzenlemelerin gerçekleştirilmesi sorumluluğu okul ve aileye yüklenirken, uygulamada değerlendirme ve sorumluluk yine öğretmene bırakılmaktadır.Tüm diğer sorumluluklar gibi bu da öğretmenin olumsuz tutum geliştirmesine ve uygulamanın başarısızlığına neden olmaktadır.
Kaynaştırma programının uygulandığı okullarda tüm bu olumsuz uygulamalara rağmen,ayrıştırma modeline göre öğrencilerin büyüme ve gelişimine daha çok katkısı olduğunu gözlüyoruz.Bu katkının daha fazla olabilmesi için kaynaştırma uygulamasına öğrenci yönlendirilirken yönlendirmeyi yapan kurum ya da kişiler tarafından, özel eğitime muhtaç çocuğun eğitsel tanısının yapılması ve özel eğitim gereksinimlerinin betimlenerek yönlendirilmesi;
Çocuğun Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı ile uygulayıcı kuruma, gerekli eğitsel önlemlerin alınıp gerekli destek hizmetleri sağlanarak yönlendirilmesi kaynaştırma sürecinin başlaması için tek başına yeterli değildir.
Aileye, çocuğun performansı ve yönlendirilecek kurum hakkında bilgi verilmesi,gerekiyorsa bu uygulama hakkında aileye Psikolojik Danışma ve Aile Eğitim Programları düzenlenerek çocukları hakkında olumlu tutum geliştirmeleri sağlanması,
Sayın meslektaşım, aktardığınız düşüncelerinizin büyük çoğunluğuna katılıyorum. Katılmadığım noktalar ise henüz değinmediğimiz noktalar. Kaynaştırma eğitiminin uygulama süreci içerisindeki aksaklıklardan en az sorumlu olan ailden tutun da devletin bir çok biriminde yanlış giden bir çok şey var.
Çözüm için de basamakların en altından veli boyutundan başlamak gerekecek. Haklarını kullanmaktan çekinen, verilen hakları sadaka niteliğinde düşünen ailelerin yanında diğer aileler de benzer yaklaşımlarıyla işin karmaşıklaşmasına neden olmaktadırlar.
Öğretmen unsuru bu noktada başka biçimiyle sorun olmaktada. Şu an ben Çağdaş’ta çalışmaktayım ve arkadaşlarımız gerçekten olağanüstü bir çalışma biçimiyle karşı karşıyalar. Branş derslerinde özel eğitim sınıf öğretmenlerinin derse katılımı zorunlu ve araç gereç konusu öğretmenin yaratıcılığıyla doğru orantılı. elbette ki öğretmenlerimizin iyi niyetinden kuşku duymadığınıza eminim. Alan çok sıkıntılı. Tek bir ayağı olmayan bir alan.
Kaynaştırma Eğitimi ve Uygulamalarının da aslında çok daha fazla boyutu var. Bunu aşmanın yolu bir sağlıklı özel eğitim stratejisinin kazandırılması ve bu bu stratejinin tam anlamıyla Batı daki benzerleriyle uyumlu olması gereklidir.
Bu arada yukarıda geçen yazı bana ait değil. Yazıyı Özel eğitimci arkadaşımız Hasan KIŞ’a aittir.
Güzel yazmışsınız. Ama kısa zamanda çözümler bumamız gerekiyor… Mesela.. Bir veli anlattı bana dedi ki.. okulumuzda kaynak oda açılması için okula dilekçe vermeye çalıştım .. okul müdürü bin bir bahane bularak dilekçemi kabul etmediii. dedi.. Önce zihniyet değişmesi lazım.. Okul müdürleri öğrencileri mecburen okullara almaları gerektiğine ikna edilmesi lazım.. çünkü ilköğretim zorunlu ve her T.C. vatandaşı için zorunlu… Okullarda kaynak oda açmayan okul müdürleriyle ve yöneticilere dava açmak lazım.. Anobder veya otizm platformu olarak bir hukuk birimi kurup.. okullarda zorluk çıkaran yönetici ve öğretmenlere idari ve adli soruşturmalar açarak engellilerin gücünün gösterilmesi gerekmekte.. Haklarımız çok ama uygulamalarda çok …aksama var. Yönetmelikler yasalar genelgeler var kaynaştırmayla ilgili ama.. okullarda uygulama yok.. acilen baskı grupları oluşturulup her okula kaynak oda yani destek odalar mecburen açılmalı.. açtırılmalı her kaynaştırma öğrencisi haklarından sonuna kadar faydalanır hale getirilmeli… haftada 12 saat bireysel olarak okullarda kaynak odalarda birebir eğitimden faydalanmalı.. sizde bilirsiniz okullarımızda 4, ve 5. sınıflar da sınıf öğretmenleri branş öğretmenleri derslerine girdiklerinde boş otururlar.. ama kaynaştırma genelgesi yayınlanırken şu denseydi boş oturmaları yerine kaynaştırma öğrencilerine ders vermekle yükümlülerdir diye bir madde konsaydı nasıl olurdu.. bizler ezilmekten bıktık artık.. artık milli eğitimde haklarımızı aramanın zamanıdır. siz de ramda çalıştınız. ama oğlunuz Beyaz’a devam ediyordu hatırlıyorsam ne acı bir durum bence milli eğitim personeli kendi çocuğunu eğitim aldırmak için binlerce tl para veriyor.. bizler paradan zamandan stresli hayattan bıktık. bu işin çözümü için baskı grupları ve hukuk savaşları gereklidir…. Ben Ufuk Aslan Özcan ……Rehber Öğretmenim……..Anobder üyesiyim..