Ayrıştırmadan Kaynaştırmaya
Özel eğitime muhtaç çocukların son günlere kadar ayrı okullarda farklılıklarına göre eğitim gereksinimleri karşılanmaya çalışılmıştır.Bu uygulama ile insanların ayrıştırıldığı ve farklı kategorilere konulduğunu savunan sivil toplum örgütleri,vatandaşlık bilinci oluşmuş ve son yıllardaki gelişen insan çocuk hakları örgütleri tarafından T.C. Anayasası’nda da önemle vurgulanan eğitim hakkı ile eğitimde fırsat eşitliği anlayışını hayata geçirmek için baskı yapılmıştır. Değişik ülkelerdeki çalışmaları gözden geçiren eğitimcilerimizin de önerileriyle yapılan düzenleme ile Özel Eğitime Muhtaç Çocukların genel sistem içerisinde kaynaştırılması uzman, öğretmen, aile ve diğer personelin ortak sorumluluğu ve katkısını içeren ortak ekip çalışmasını gerektirdiği, anlaşılmış bu çalışma sonucu mevzuat olarak yasal çerçevesini çizmekle birlikte alt yapısı hazır olmadığı için uygulamada bir çok problemle karşılaşılmıştır.Yeni diye nitelendirilen kaynaştırma uygulamasından, ülkemizde yaklaşık 20 yıldır uygulanmasına rağmen özel eğitim gereksinimleri olan çocukların bütünüyle yararlanamadıklarını yaptığımız anket ve görüşmelerde görmekteyiz.
Özel eğitime muhtaç çocukların ayrı okullarda okutulmalarının çocukların sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalması nedeniyle, eğitimciler ayrı okul yerine aynı okulda ama destek hizmetlerinin sağlanarak okumalarının getireceği avantajlarını savunmaktadırlar.Ülkemizde kaynaştırma uygulamasının iyi anlatılmaması destek hizmetlerin sağlanmamış olması ve yanlış uygulamalar, aynı okulda özel eğitime muhtaç çocukların ayrıştırılmalarına yol açmıştır.Uygulayıcılar bu çocukları görmezden gelip okulun en uzak ve bakımsız sınıflarına yerleştirmiş ortak mekanları birlikte kullanmalarını engellemek için molaları bile ayırmışlardır.Bunları korumak adına yaptıklarını övünerek anlatmaları, uygulamanın yanlışlığını göstermektedir.Bu durumda özürlülere eğitsel anlamda pek fazla bir şeylerin yapılamayacağı inancının desteklendiği kurumlarda elbette ki başarıya ulaşmak mucize olacaktır.
Bir sistem olarak eğitim ancak sistemi oluşturan tüm öğelerin iyi çalışması ile gelişebilir.Özel eğitim, genel eğitim sistemi içerisinde bir alt öğeyi oluşturmasına rağmen genelin işleyişinde yoğun bir şekilde etkilenmektedir.Ayrı okul yerine kaynaştırma uygulamasını öneren eğitim fakültelerinde Özel Eğitime Giriş dersinin okutulmaması, öğretmen adaylarının özel eğitim programlarından habersiz yetişmelerine neden olmaktadır.Öğrenciler öğretmenlik yaşamlarında bu tür vakalarla karşılaştıklarında yanlış uygulamalar yapmakta ya da hiçbir şey yapmamaktadırlar.Kaynaştırma uygulamalarında görev alan öğretmenlere yönelik yapılan çalışmalarda,karşılaşılan sıkça “şimdi ben ne yapacağım?” sorusu aslında eğitim fakültelerinin lisans düzeyindeki özel eğitim programlarına yönelik bir dersin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmenler için açılan Özel eğitim Programlarını tanıtmaya yönelik hizmet içi seminerlerle öğretmenlerin tutum ve özürlü çocuklara bakışlarında olumlu yönde gelişmeler sağlamakla birlikte okullarına döndüklerinde yeterli altyapı ve donanım sağlanamadığından verimlilik öğretmenlerin kişisel çabaları ile sınırlı kalmaktadır.
Sayın meslektaşım, aktardığınız düşüncelerinizin büyük çoğunluğuna katılıyorum. Katılmadığım noktalar ise henüz değinmediğimiz noktalar. Kaynaştırma eğitiminin uygulama süreci içerisindeki aksaklıklardan en az sorumlu olan ailden tutun da devletin bir çok biriminde yanlış giden bir çok şey var.
Çözüm için de basamakların en altından veli boyutundan başlamak gerekecek. Haklarını kullanmaktan çekinen, verilen hakları sadaka niteliğinde düşünen ailelerin yanında diğer aileler de benzer yaklaşımlarıyla işin karmaşıklaşmasına neden olmaktadırlar.
Öğretmen unsuru bu noktada başka biçimiyle sorun olmaktada. Şu an ben Çağdaş’ta çalışmaktayım ve arkadaşlarımız gerçekten olağanüstü bir çalışma biçimiyle karşı karşıyalar. Branş derslerinde özel eğitim sınıf öğretmenlerinin derse katılımı zorunlu ve araç gereç konusu öğretmenin yaratıcılığıyla doğru orantılı. elbette ki öğretmenlerimizin iyi niyetinden kuşku duymadığınıza eminim. Alan çok sıkıntılı. Tek bir ayağı olmayan bir alan.
Kaynaştırma Eğitimi ve Uygulamalarının da aslında çok daha fazla boyutu var. Bunu aşmanın yolu bir sağlıklı özel eğitim stratejisinin kazandırılması ve bu bu stratejinin tam anlamıyla Batı daki benzerleriyle uyumlu olması gereklidir.
Bu arada yukarıda geçen yazı bana ait değil. Yazıyı Özel eğitimci arkadaşımız Hasan KIŞ’a aittir.
Güzel yazmışsınız. Ama kısa zamanda çözümler bumamız gerekiyor… Mesela.. Bir veli anlattı bana dedi ki.. okulumuzda kaynak oda açılması için okula dilekçe vermeye çalıştım .. okul müdürü bin bir bahane bularak dilekçemi kabul etmediii. dedi.. Önce zihniyet değişmesi lazım.. Okul müdürleri öğrencileri mecburen okullara almaları gerektiğine ikna edilmesi lazım.. çünkü ilköğretim zorunlu ve her T.C. vatandaşı için zorunlu… Okullarda kaynak oda açmayan okul müdürleriyle ve yöneticilere dava açmak lazım.. Anobder veya otizm platformu olarak bir hukuk birimi kurup.. okullarda zorluk çıkaran yönetici ve öğretmenlere idari ve adli soruşturmalar açarak engellilerin gücünün gösterilmesi gerekmekte.. Haklarımız çok ama uygulamalarda çok …aksama var. Yönetmelikler yasalar genelgeler var kaynaştırmayla ilgili ama.. okullarda uygulama yok.. acilen baskı grupları oluşturulup her okula kaynak oda yani destek odalar mecburen açılmalı.. açtırılmalı her kaynaştırma öğrencisi haklarından sonuna kadar faydalanır hale getirilmeli… haftada 12 saat bireysel olarak okullarda kaynak odalarda birebir eğitimden faydalanmalı.. sizde bilirsiniz okullarımızda 4, ve 5. sınıflar da sınıf öğretmenleri branş öğretmenleri derslerine girdiklerinde boş otururlar.. ama kaynaştırma genelgesi yayınlanırken şu denseydi boş oturmaları yerine kaynaştırma öğrencilerine ders vermekle yükümlülerdir diye bir madde konsaydı nasıl olurdu.. bizler ezilmekten bıktık artık.. artık milli eğitimde haklarımızı aramanın zamanıdır. siz de ramda çalıştınız. ama oğlunuz Beyaz’a devam ediyordu hatırlıyorsam ne acı bir durum bence milli eğitim personeli kendi çocuğunu eğitim aldırmak için binlerce tl para veriyor.. bizler paradan zamandan stresli hayattan bıktık. bu işin çözümü için baskı grupları ve hukuk savaşları gereklidir…. Ben Ufuk Aslan Özcan ……Rehber Öğretmenim……..Anobder üyesiyim..