Özel Eğitime İlişkin Yapılması Gerekenler
Eğitim hakkı, demokratik toplumların temel koşullarından birisidir. Demokratik devlet, yurttaşlarının eğitim hakkını korumak ve sunduğu eğitim hizmetinden yurttaşlarının yararlanması için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Özelgereksinimli bireylerin de eğitim hakkı olduğu göz ardı edilmemelidir. Özel gereksinimli olan bireylerin yaşama hakkı ile birlikte eğitim hakkını devlet karşılamakla yükümlüdür. TÜBİTAK’ın Türkiye Özürlüler Araştırması 2002 İkincil Analizinde engellilerin bu günkü durumlarını “sosyal felaket” kavramıyla özetlemektedir. Bu raporda; Eğitim düzeyleri çok düşüktür ve fakirlik çok yaygındır. Birçoğu toplumdan soyutlanmış durumdadırlar, en fazla yararlanabildikleri sağlık hizmetlerinden bile büyük bir bölümünün yararlanamadığı tespit edilmiştir (2002:15).
Bu çalışmada; özel eğitime ihtiyacı olan birey, engelli, özürlü kavramları aynı anlamda kullanılmıştır. Buna göre aşağıdaki öneriler sunulmuştur.
1. Devlet, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetinden yararlanan bireyin eğitim giderini karşılamaktadır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin ailesine vergi indirimi sağlamaktadır. Bununla birlikte:
a. Ücretsiz olarak tüm sağlık hizmetlerinden yararlanması,
b. Devlet özel eğitime ihtiyacı olan bireyin ailesine belli bir miktarda bakım ücreti ödemelidir.
2. Özel eğitime ilişkin çıkarılan yasa-yönetmelik-genelgeden yurttaşın haberdar edilemediği gibi engellilere hizmet sunan kamu çalışanında yeterli bilgiye sahip değildir. Bu nedenle devletin sunduğu hizmete yeterli başvuru olmamaktadır. Örneğin; engelli öğrencilerin anasıfından ücretsiz yararlanması, engelli öğrencinin ücretsiz taşınması, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden ücretsiz destek eğitiminden yararlanma, özürlülerin devlette istihdam edilmesi gibi. Engellilere sunulan hizmetlerin tanıtılması amacıyla kamu çalışanlarının öncelikle bilgilendirilmesi gerekmektedir. Daha sonra medyada çeşitli programlar yapılmalıdır,
3. Özel eğitim alanında çalışan personelin sayı olarak çok yetersizdir. Nitelikli personelin yetiştirilmesi için gerekli planlama yapılmalıdır,
4. Personelin dünyada uygulanan eğitimden haberdar edilmesi ve özlük haklarının yeterli hâlâ getirilmelidir,
5. MEB (Bakanlık/İl/İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerinin) resmi ve özel okullarda engelli öğrencileri belirleyememesine buna dayalı olarak veri tabanını oluşturamamaktadır. Buna bağlı olarak il ve ilçe sınırlarında ne kadar bireyin özel eğitim hizmetlerinden yararlanacağını belirleyemediğinden dolayı yeterli bina-personel-kaynak sağlayamamaktadır. Öncelikle veri tabanı oluşturulmalıdır.
6. MEB denetim elemanlarının konu hakkında yeterliyi bilgi ve donanıma sahip olmamaları sistemin işleyişinin belirlenememesine yol açmaktadır. MEB denetim elemanlarını özel eğitim konusunda yeterli eğitimi vermeli ya da yalnızca özel eğitim kurumlarını denetleyecek denetim elemanları istihdam etmelidir.
7. Eğitsel tanılama hizmetini Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlükleri üstlenmiştir. Engelli bireyin ne tür bir eğitimden (kaynaştırma/özel eğitim sınıfı/özel eğitim okulu) yararlanmasına karar vermektedir
a) Eğitsel tanılamada kullanılan ölçme araçlarının bir kısmının güncelliğini yitirmesinden dolayı kullanılması ve bir kısmının da revizyondan (yenileme) geçirilmesi gerekmektedir,
b) Eğitsel tanılamada “çok puanlı testler” kullanılmalıdır,
c) RAM’da çalışan personelin sayıca yetersizliği ve çalışanların özel eğitim ve eğitsel tanılamada ölçme araçlarının önemli bir yeri vardır. Bu ölçme araçlarının kullanımına ilişkin yeterli sayıda hizmet içi eğitimler düzenlenmelidir,
d) Yerleştirilmesi yapılan bireylerin “izleme” çalışmalarını aralıklı olarak yapabilmesi için gerekli personel istihdam edilmelidir,
8. Özel eğitim sınıfı-yatılı ve gündüzlü okulların sayısı yeterli değildir. Bu sınıf ve okulların sayıları arttırılmalıdır,
9. İlköğretim ve ortaöğretim okulları inşa edilirken engelli öğrencilerin “eğitim hakkı” dikkate alınarak inşa edilmelidir. Bununla birlikte engelliler için yapılan araç-gerecin okul yönetimleri tarafından kullanıma açılmalıdır.
10. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulaması yapılan sınıfların öğrenci sayısının 30’dan az olması sağlanmalıdır,
11. Engelli öğrenciler için sınıf ortamında kullanılacak araç-gerecin yeterli hâlâ getirilmelidir,
12. Okullarda oluşturulması gereken BEP birimlerinin oluşturulması ve BEP birimine işlevsellik kazandırılmalıdır,
13. Rehber öğretmenlerin “aile eğitimi” ve “aile danışmanlığı” konularında yeterli bilgiye sahip olabilmeleri için gerekli hizmet içi eğitimler düzenlenmelidir,
14. Okulda kaynaştırma eğitiminden yararlanacak öğrenciler için “destek eğitim odası” oluşturulmalıdır,
15. “Okul yönetimi-öğretmen-veli” kaynaştırma eğitimi uygulamaları hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir. Bunun için gerekli bilgilendirilmeler yapılmalıdır,
16. Sınıf öğretmeninin kaynaştırma eğitiminden yararlanan öğrencisinin engeline ilişkin bilgi sahibi olması sağlanmalı ve öğrencisine uygulayabileceği öğretim yöntem ve tekniklerine ilişkin bilgilendirilmelidir,
17. Kaynaştırma eğitim uygulamasına alınan öğrencinin bulunduğu sınıftaki diğer öğrencilerin velilerinin öğrenciyi istememektedir. Bunun için ailelerin engellilere yönelik seminer-konferans düzenlenmelidir.
Uzm Devrim KOÇER
Psikolojik Danışman
Kaynak: Doç. Dr. İsmail TUFAN, Özgür ARUN Türkiye Özürlüler Araştırması 2002 İkincil Analizi TÜBİTAK Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Grubu Ankara: 2002.