ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Atasözleri Hakkında Yazı

02.04.2010
1.273
A+
A-

KONULARA GÖRE ATASÖZLERİ
Atasözleri, atalarımızın sosyal yaşantımızı uzun gözlemlere, denemelere dayalı olarak eleştiri, öğüt, genel kural biçiminde yorumlayan özlü sözlerdir. Bir atasözü, ilk kez belli bir kişinin bir hayat olayını kendine göre değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Yeni görüşler katılmasıyla tüm halkın benimseyebileceği ortak bir söz haline gelir. Kimi atasözleri hergün, birbirleriyle çelişen yargılar belirtirler. Günlük hayatta birbirine aykırı durumlarla karşılaşıldığı için bu olağandır.
Atasözlerinin Nitelikleri

1. Kısalık ve özlülük: Uzun uzun konuşarak anlatmak zorunda kaldığımız bir düşünceyi, üç beş kelimelik atasözü ile daha etkili söyleyebiliriz.
2. Tarafsızlık: Sosyal olguların nedenlerini uzun bir deneme ve gözleme dayanarak taraf tutmadan bildirir.
3. Genelleştirme: Herhangi bir olaydan çıkan sonucu toplumun tüm bireylerini ilgilendirecek bir yargıya bağlar.
4. Sürekli gözlem: Doğa olaylarını sürekli izleyerek nasıl oluştuklarını ne gibi sonuçlar verdiklerini bildirir.
5. Ders ve öğüt verme: Kimi sözlerde doğrudan doğruya, kimi sözlerde anımsatma yoluyla ders ve öğüt verir.
6. Kılavuzluk, yol göstericilik: Halk kültürümüzün oluşturduğu bilgece düşünceler ve hayatı değerlendirişte kendimize özgü yorumlar getirir.

AÇLIK

– Aç ile eceli gelen söyleşir.
– Aç köpek fırını yakar.
– Aç kurt yavrusunu yer.
– Aç ne yemez, tok ne demez.
– Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.

AĞIRBAŞLILIK
– Ağaç, meyvası olunca başını aşağı salar.
– Ağır kazan geç kaynar.
– Ağır oturki bey desinler.
– Ağır taş yerinden oynamaz.

AİLE

– Amca baba yarısı.
– Beş para giren ev yıkılmaz.
– Beş parmak bir değildir.
– Bir göz ağlarken öbür göz gülmez.
– Et tırnaktan ayrılmaz.
– Herkesin tenceresi kapalı kaynar.
– Herkes evinin beyidir.
– Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
– Teyze ana yarısıdır.
– Nerede dirlik orada birlik.

AKIL

– Akıl, akıldan üstündür.
– Akıl vezirdir, gönül padişah.
– Akıl için yol birdir.
– Akıl kişiye sermayedir.
– Akıl olmayınca başta, ne kuruda biter, ne yaşta.
– Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış.
– Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırdır.
– Akıl olmayınca ne yapsın sakal?
– Akılsız başın cezasını ayak çeker.
– Akıl yaşta değil baştadır.
– Akıllı söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler.
– Akla gelmeyen başa gelir.
– Yaşı at pazarında sorarlar.

ANNE
– Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
– Ana hakkı ödenmez.
– Analı kuzu, kınalı kuzu
– Ananın bastığı yavru incinmez.
ARKADAŞLIK
– Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.
– Arslanla gezen taşa, kurtla gezen leşe konar.
– Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla.
– Can canın yoldaşıdır.
– İyi arkadaş uzun yolu kısaltır.
– Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.
– Kişi arkadaşından azar.
– Körle yatan şaşı kalkar.
– Üzüm üzüme baka baka kararır.
– Yolda kal yoldaştan kalma.

BABA
– Baba nasihati tutmayan pişman olur.
– Babasına hayrı olmayanın kime hayrı olur?
– Baba eder oğul öder.

BAŞARI-BAŞARISIZLIK
– Bir çuval inciri berbat etti.
– İş bilenin, kılıç kuşananın.
– Kendi işini kendi gören kazanır.

BENCİLLİK
– Can cümleden aziz.
– Nalıncı keseri gibi hep önüne yontar!
– Herkes kendi nefsini düşünür.
– Herkesin canı tatlıdır.
– Bana dokunmayan yılan kırk yıl yaşasın.
BİLGİ- Alim unutmuş kalem unutmamış.
– Çok bilen çok yanılır.
– Çok gezen çok bilir.
– Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir.
– İlim gençlikte dikilen, ihtiyarlıkta meyvesi alınan bir ağaçtır.
– Kalem kılıçtan keskindir.

CİMRİLİK
– Az tamah çok ziyan getirir

– Malını yemesini bilmeyen zengin hergün züğürttür.

ÇALIŞMAK- Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar.

– Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
– Gezen kurt aç kalmaz.
– İnsanın doğduğu yer değil, doyduğu yer.
– Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler.
– Zahmetsiz bal yenmez.
– İşleyen demir ışıldar.
– Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
– Nereye gitsen okka dört yüz dirhem.
– Yatan aslandan gezen tilki iyidir.
– Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
– Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.

ÇARESİZLİK- Aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım.

– Başa gelen çekilir.
ÇOCUK- İyi evlat ana babayı vezir eder, kötüsü rezil eder.

– Çocuk düşe kalka büyür.
– Hayırsız evlat baba ocağına incir diker.
– Çocuktan al haberi!
DAYANIŞMA- Nerede birlik, orada dirlik.

– Bir elin nesi var? İki elin sesi var.
DOĞRULUK- Haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir.

– Eğri otur, doğru söyle.
– Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

– Doğru söz ağıdan acıdır.
– Doğru söz yemin istemez.
– Doğru söze akan sular durur.

DOSTLUK- Bir dost kırk yılda kazanılır.

– Eski dost düşman olmaz.
– Dost acı söyler.
– Dost başa bakar, düşman ayağa. Dost ile ye, iç alışveriş etme.
– Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
– Dostun attığı taş baş yarmaz.
– İyi dost kara günde belli olur.

– Hayırsız dost gereksiz post.
– Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
– Sadık dost akrabadan yeğdir.

HUY- Güzel huylu olanın can verirler sözüne, çirkin huylu olanın kimse bakmaz yüzüne.

– Can çıkmayınca huy çıkmaz.
– Huylu huyundan vazgeçmez!

– İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.

– Sütle giren huy canla çıkar.

İNAT- Bir inat, bir murat.
İNSAN ÖMRÜ
– Ağaç yaş iken eğilir.
– Çok yaşayıp sürünmekten, az yaşayıp devran sürmek yeğdir.
– Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
– Her şey vaktiyle olur, horoz bile vaktinde öter.
– Her şeye çare bulunur, ölüme çare bulunmaz.
– Ununu eledi, eleğini astı.
– Yaş yetmiş iş bitmiş.

İŞ

– Acele işe şeytan karışır.
– Alet işler el övünür.
– Adamın iyisi iş başında belli olur.
– Dibi görünmeyen sudan geçme.
– İşine hor bakan boynuna torba takar.
– Her sakalın bir tarağı vardır.
– Herkes kaşık yapar, ama sapını ortaya getiremez.
– İşini bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat.
– İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına.
– İş insanın aynasıdır.
– İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil.
– İşleyen demir ışıldar.
– Nerede hareket, orada bereket.
– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?
– Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir.
– Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
– Temiz iş altı ayda çıkar.
– Ustanın çekici bin altın.

İYİLİK- Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

– Değirmen iki taştan, iyilik iki baştan.
– Kötü gelmeyince iyinin kıymeti bilinmez.
– İyilik et, iyilik bul.
– İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
– İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı.
– İyilik eden iyilik bulur.
– İyilik et denize at, balık bilmezse halik bilir.
– Ne ekersen onu biçersin.
– Rüzgar eken fırtına biçer.
– Veren eli herkes öper.
KIZGINLIK- Öfkeyle kalkan, zararla oturur.
– Bir kaşık suda boğmak ister.

KOMŞU

– Ev alma komşu al.
– Gülme komşuna gelir başına.
– Hayır dile komşuna, hayır gele başına.
– İyilik et komşuna, iyilik gelsin başına.
– Komşu komşunun külüne muhtaç.
– Komşu hakkı tanrı hakkı.
– Komşunu iki inekli isteki, kendin bir inekli olsan.
– Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
– Kötü komşu insanı hacet sahibi eder.
KORKU- Senden korkum yok, kediden kürküm yok.

– Ödü patlamak.
– Korku dağları bekler.
– Korkunun ecele faydası yoktur.

KÖTÜ-KÖTÜLÜK- Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.

– Kötülük eden kötülük bulur.
– Kara haber tez duyulur.
– Karanın yanına varma, kara bulaşır.
KURNAZLIK- Saman altından su yürütür.

– Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

MİSAFİRLİK

– Adam adam yük değil, can gövdeye mülk değil.
– Ayda gelene gül döşerler, günde gelene kül döşerler.
– Davetsiz gelen, döşeksiz oturur.
– Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
– Gel demesi kolay ama git demesi güçtür.
– Gelene git denilmez.
– Hamam suyuyla dost ağırlar.
– Misafirlik üç gündür.
– Misafir kısmeti ile gelir.
– Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.

ÖĞRENME

– Bilmemek ayıp değildir, sormamak ayıp.
– Bin bilsen de bir bilene danış.
– Danışan dağı aşmış, danışmayanın yolu şaşmış.
– İnsan göre göre, hayvan süre süre alışır.
– Sanatı ustadan öğrenmeyen öğrenemez.
– Soran yanılmamış.
PARA- Altın anahtar her kapıyı açar.
– Para dediğin el kiri
– Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.
– Paralı adamdan dağlar bile korkar.
– Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak.
– Para para çeker.
– Parayı veren düdüğü çalar.
– Para adama akıl öğretir.

SABIR-SABIRSIZLIK- Acele işin sonu pişmanlıktır.
– Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
– Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır.
– Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.
– Sabah ola, hayır ola.
– Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
– Sabreden derviş, muradına ermiş.
– Sabrın sonu selamet.

SAĞLIK- Altın leğenin, kan kusana ne faydası var?

– Aslan yatağından belli olur.
– Can boğazdan gelir.
– Çıkmadık canda umut vardır.
– Dert çeken derman arar.
– Güneş girmeyen eve doktor girer.
– Hasta hastanın halinden anlar.
– Hastalık kantarla girer, miskalle çıkar.
– Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez.
– Her işin başı sağlık.
– İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar.
– İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir.
– Sağlık varlıktan yeğdir.
– Sağ olana her gün düğün bayram.
– Sağ olsun da dağ ardında olsun.
– Gençlikten yaşlılığa sağlık saklamalı.
SÖZ- Ağızdan çıkan başa değer.
– Adam olana bir söz yeter.
– Boğaz dokuz boğumdur.
– Büyük lokma ye, büyük söyleme.
– Dilin cirmi küçük, cürmü büyük.
– Dilin kemiği yok.
– Her sözü söyleme yerin kulağı var.
– İnsanın değeri sözünden belli olur.
– İnsanlar konuşa konuşa Hayvanlar koklaşa koklaşa,
– Lafı lafı açar, laf da kutuyu.
– Lafla pilav pişirsen dağ kadar yağ benden.
– Laf torbaya girmez.
– Kılıç yarası iyileşir, dil yarası iyileşmez.
– Kötü söz insanı dinden çıkarır; tatlı söz yılanı ininden çıkarır.
– Söyleyenden dinleyen arif gerek.
– Söyleyene bakma, söyletene bak.
– Söz ağızdan çıkar.
– Söylesem söz olur, söylemesem dert.
– Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.
– Sözünü bil, pişir ağzını der derviş.
– Söz gümüşse, sükût altındır.
– Söz dediğin yaş deridir, nereye çeksen oraya gider.
– Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.
– Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
– Vakitsiz öten horozun başını keserler.

TUTUMLULUK- Ak akçe kara gün içindir.
– Ayağını yorganına göre uzatmak.
– Damlaya damlaya göl olur.
– Ekmek olmayınca yemek olmaz
– Gençlikte taş taşı, ihtiyarlıkta ye aşı.
– Har vurup, harman savurma.
– İşten artmaz, dişten artar.
– Sakla samanı, gelir zamanı.

ÜZÜNTÜ- Ağacı kurt, insanı dert yer.

– Demir nemden, insan gamdan çürür.
– Rahat yüzüne hasret kaldı.
– İki gözü, iki çeşme.
– Karlı dağlarım var.

YALAN- Dünya tükenir, yalancı tükenmez.

– Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
– Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
– O yalan bu yılan, fili yuttu bir yılan.
– Akşam yalan söyleyenin sabah yüzü kara çıkar.

ZAMAN
– Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır.
– Bugünün işini yarına bırakma.
– Demir tavında dövülür.
– Gecenin en karanlık vakti sabaha yakın olan zamandır.
– Geceler gebedir.
– Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler.
– Gün doğmadan neler doğar
– Gün bugündür.
– Hangi gün vardır akşam olmadık
– Mart çıkmadıkça dert çıkmaz.
– Mart ayı dert ayı.
– Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
– Martta yağmaz, nisanda dinmezse sabahlar altın olur.
– Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur.
– Sayılı gün çabuk geçer.
– Vakit nakittir.
– Yağmur yağsa kış değil mi? Kış halini bilse hoş değil mi?
– Zaman sana uymasın, sen zamana uy.
– Zaman insana her şeyi öğretir.
ZENGİNLİK- Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
– Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
– Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz.

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.