ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

OKULLARDA ŞİDDET BAĞIMSIZ OLABİLİR Mİ?

17.04.2010
358
A+
A-

OKULLARDAKİ ŞİDDETİ DE BESLEYEN KÜLTÜRÜ YUKARDA TUTAN ZİHNİYETTİR
Bu günkü bazı gazetelerin, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu hedef alan ve öğrencilerin, öğretmenler tarafından şiddete maruz kaldığını bildiren manşeti samimi bulmak şu an için imkansızdır. Hele de hükümet yanlısı veya değil olan bir kaç medya grubunun, birbiriyle yarıştırdıkları yoğunlaştırılmış şiddet içerikli dizileri halen yüksek oranda izleniyorsa.  Bunları samimi bulmak olanaklı mı? Televizyonlarında izlenme oranı en yüksek şaheserlerini  gazetelerinde de  topluma pompaladıkları sürece; değil samimi bulmak, bu ikiyüzlülükten sonra iğrenmemek mümkün mü?  Şiddeti yasalmış gibi gösteren, haklı ve kahraman yapan bir takım dizileri köşelerinde ballandıra ballandıra anlatan “Köşe” yazarlarını döndükleri bu ekonomik virajlarda kendileriyle baş başa bırakıyorum.

Okullardaki şiddete kafa yorma traj ve trendini doyurma ihtiyacı duyan kişilerden, halk çocuklarının iyiliklerini düşünme davranışı beklemek mümkün değildir. Bu haberleri yapan ve güya şiddeti eleştiren yaklaşımlarında içten olasalardı şiddet içeren görüntülerden başlayarak, pedogojik unsurların hepsini tehdit eden zihniyetin, bırakınız karşısında olmayı en azından yanında olmazlardı.

Okullarımızda bu gün gelinen noktada günah keçisi olarak üç-beş öğretmeni göstermenin, durumun ciddiyetinin kavranması açısından hiç bir önemi yoktur. Toplumun geneline yüklenen bir programın en alt noktasındaki yansımalarıdır bunlar. Gelinen noktadaki şiddet görüntüsünün içersinde; kadına, çocuğa, hayvanlara, farklı kimliklere, farklı olanlara kısacası renklerin tümüne uygulanan bir tekleştirme ve boyun eğdirme stratejisinin doğal yansımlaraı bulunmaktadır.

Karikatürcüsüne ceza vererek gülümseme önünde engel koyanlar elbetteki hiç durmadan “Konuşma laynn” diyenleri baştacı yapacak zeminleri oluşturacaktır. Beton yığınları arasında sıkıştırılmış gençlere, kadınlara ve çocuklara televizyonlarından sürekli “trend” dalkavukluğu yapan dizilerle şiddeti içselleştirenler, bireyleri atlar gibi yarıştırmayı da çok görmeyeceklerdir.

Eğitime, kültüre ve sanata yükselen değerlerde en alttakiler muamelesi yapanlar boşuna Milli Eğitim Bakanını eleştirmesinler. Onu biz eleştirelim. Herkes kendi işini yapsın. Evet Toplumun en az ilgi gösterdiği konuların başında gelen eğitim, kültür ve sanat konusundaki eleştirilerimizi biz yapalım.

Eğer onlar şiddetten rahatsızlık duymaya başladıysalar kendi yüksek tepelerine koydukları, “para, güç, hırs, bireycilik” hedeflerini ilgilendiren ağa babalarını eleştirmeye ve sorgulamaya başlasınlar. Başlasınlar ki o zaman, güçlünün güçsüzü ezdiği bu hayvani duruma en azından sadece seyirci kalabilsinler.

Şahbender Korkmaz
DestekEgitimi.com

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.