Relikt ve Endemik Bitkiler
Relikt Bitki:
Sözcük anlamı; kalıntı, eskiden kalma, günümüze gelme olan Relikt bitkiler paleoklimatik koşullarda yetişerek yaygın bir durum alan, fakat iklim koşullarının değişmesi üzerine günümüzde zorlukla yaşamını sürdüren bitki toplulukları ve bunların üyeleridir. Relikt bitki, 4. zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir. Relikt Jeolojik dönemler boyunca geniş bir yayılma alanına sahipken, dünyanın geçirdiği evreler nedeniyle yok olan bitki taksonlarına karşın bulabildiği uygun ekolojik faktörlerin devamına bağlı olarak günümüzde dünyanın bazı köşelerinde yaşamını sürdürebilen bitkileri içerir.
ENDEMIK BITKI NEDIR ?
Latince endemos (indigenous) sözcüğünden gelen Endemik, “yerli” anlamında kullanılır. Endemik alan; bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabilir. Ülkemiz endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir. Yurdumuzun siyasi hudutları içerisinde doğal olarak yetiştiği halde başka hiçbir yerde yetişmeyen, diğer bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır. Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3000 dolaylarında olup endemizm oranı %33 civarındadır.(Davis, 1965-1988). Ülkemizde endemik tür sayısı diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu zenginliği daha iyi anlaşılır. Avrupa ülkeleri arasında en çok türe sahip olan ülke Yunanistan olup 800 civarındadır. Aynı şekilde endemik türlerce zengin İspanya ve Sırbistan’da ise bu sayı 400-500 arasındadır.
Türkiye’deki endemik türelerin en önemlilerinden birkaçı; Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi ( Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olanSığla veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndakiKral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunanDatça hurması (Phoneix theophrasti)dır. Yurdumuzun bilhassa dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir. Bunun yanında özellikle Pleistosen’deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkanı bulmuş, fakat günümüzde bilhassa dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülür. Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları, Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut, Mercan(Munzur) dağlarındaki nemli ılıman ve nemli soğuk bitkilere örnek verilebilir.
Konzervatif endemikler yanında, yeni gelişmekte olan progresif endemikler de ülkemizde bulunmaktadır. Bu bakımdan Türkiye, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengin bir ülkedir.
Ülkemizde yetişen endemik türler doğada, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm,ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Ekim ve arkadaşları(1985) yaptıkları çalışmada endemik türlerin 12’sinin neslinin tükendiğini belirlemişlerdir. Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarını tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaca yardımcı olmak amacı ile “Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN)” kurulmuştur. Bu kuruluş yapığı çalışmalarla bitkiler için tehlike sınıflarını belirlemiş ve kritik durumdaki bitkileri buna göre değerlendirerek Kırmızı Bülten denilen “Red Data Book ” isimli eseri ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmalardan sonra aynı kategoriler esas alınarak ” Türkiye’nin Nadir ve Endemik Bitkileri ” adlı bir kırmızı bülten hazırlanmıştır.
GÖnderen:
Hasan GÜNEŞ
Mersin
* Siz de hazırladığınız araştırma ödevlerinizi veya başka ürünlerinizi destekegitimi@gmail.com adresine word dosyası olarak gönderebilirsiniz.