ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

ÜLSERATİF KOLİT HAKKINDA

16.09.2009
522
A+
A-

Karın ağrısı, kanlı ishal, tuvalet ihtiyacı hissi, kilo kaybı, halsizlik-yorgunluk, gözlerde kızarıklık, eklemlerde ağrı, cilt döküntüleri gibi bulgularla birlikte seyreden kalın barsağın iç yüzeyini döşeyen tabakanın kronik bir iltibabıdır. 100000 de 2-6 insidans bildirilmektedir; ülkemizde ise bu oran 100000 de 4,4 tür. Olguların % 90’ı 50 yaş altında olup 20-30 ve 60-80 yaş arası daha sık görülür. Hastalık zaman zaman alevlenmeler gösterir. Crohn Hastalığı ile birlikte inflamatuar barsak hastalıkları adı verilen hastalık grubunu oluştururlar. Nedeninin ne olduğu kesin olarak henüz belli olmamakla birlikte bazı genlerin genetik yatkınkığı sağladığı ve çevresel faktörlerin bunu modüle ettiği düşünülür.

Patogenezde barsak kökenli antijenlere karşı aşırı bir ümmün yanıt oluşması sorumlu tutulmaktadır. Rektal kanama olgularının büyük bir kısmında görülmektedirler. İnflamatuar barsak hastalıkları bulaşıcı değildir. Aileden geçiş olmamakla birlikte İnflamatuar barsak hastalığı olanların akrabalarında bu hastalıklardan görülebilme sıklığı % 5 ile % 20 arasında değişmektedir. Ülseratif kolit tanı, öykü, fizik muayene, labarotuar bulguları ve kalın barsakların görüntüleme yöntemleri ile konur. Dışkı ve kanın laboratuarda değerlendirilmesi önmelidir. Kalın barsaklar ve ince barsağın son bölümü rektosigmoidoskopi veya kolonoskopi ile görüntülenebilir; hasta bölgelerden parça alınabilir. Bu parçaların patolojik değerlendirilmesi ile kesin tanı konulmaktadır.
ülseratif kolit hastalığı tedavi edilebilmektedir ancak tedavi süresi uzundur hasta açısından yorucudur ve tıpratıcıdır. Bazen tedavi sonrası bazende tedavi içinde alevlenmöeler olabilmektedir. Tedavinin sürekli doktor kontrolünde olmak esastır. Ülseratif kolit tedavisi hastalığın şiddetine ve etkilediği barsak alanına göre hekim tarafınndan planlanmalıdır. Ağızdan alınan Salozopryn EN tb, Salofalk tb, Asacol tb ve makattan verilen Salofalk enema, entocort enemadır. Hastalığın en şiddetli seyrettiği olgularda tedaviye ağızdan veya damar yolu ile kortikosteroid Prednol tb, Dekort tb, Prednol amp, Dekort amp eklenmektedir. Kimi ağır kolitlerde tedaviye bağışıklığı baskılayan ilaçlar verilebilir. Hastalığın tam tedavisi, kalın barsağın tamamının cerrahi olarak çıkarılması ile olur. Acil cerrahi; büyük kanamalar, toksik megakolon, kolon delinmeleri, elektif cerrahi; kanser gelişimi, tıkanıklık, tedaviye dirençli lokal ve sistemik komlikasyonlar ve çocuklarda gelişme geriliği var ise uygulanır.
Ülseratif kolit kalın barsak kanseri gelişimi olabilmektedir. Bu durum, hastalıkla geçen süreye ve ülseartif kolitin kalın barsağın ne kadar bir bölümünü etkilediğine bağlı olarak değişmektedir. Yapılan çalışmalar ülseratif kolitli hastaların normal insanlar gibi yaşamlarını sürdürdüklerini göstermiştir. Tedaviler aksamadıkça hayatı tehdit eden durumlar yaşanmamaktadır.Kadınlarda kalın barsağın tam çıkarılmasının hamile kalma şansını azalttığı bildirilmektedir.
ülsreratif kolitte, çay, sigara, kahve, alkollü içecekler ,gazlı ve asitli içecekler, sosis-salam , yağda kızartmalar, salamura et-balık, kepekli ekmekler, nohut, fasulye mercimek, sebzeler ve kızarmış patates, baharatlı ve salçalı yamekler, çiğ meyveler ve kuruyemişler vs. önerilmez. Haşlanmış yiyecekler, ıhlamur, yoğurt-ayran, adaçayı, haşlanmış et ve balıklar beyaz ekmek, sade biskiviler, pirinç, makarna, şehriye, iyi pişmiş sebzeler, asitli olmayan meyve suları ve meyveler vs. önerilir.

Op. Dr. Muharrem YILMAZ
Destek Eğitimi

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.