19 Mayıs’ın Önemi ve Tarihçesi
1.Dünya Savaşı 1914’ten beri Osmanlı Devleti’ni yıpratmış, işgalcilerin isteklerine boyun eğer hale getirmiş ve 30 Ekim 1918’de ise bu boyun eğme yazılı hale getirilmişti. Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla padişah Vahdettin orduları dağıttı ve silah ve cephanelerin işgalcilere teslimini istemek zorunda kalmıştı. Bu emre Filistin civarında görev yapan Yıldırım Orduları Komutanı Mirliva ( Günümüzde Tuğgeneral ve Tümgeneral rütbelerine eşit). Mustafa Kemal Paşa bu emre uymayarak silah ve mühimmatı güvendiği insanlara teslim etmiştir. Bu silah ve cephaneler daha sonra Antep, Maraş ve Urfa’nın kurtuluş mücadelesinde kullanılacaktır.
13 Kasım 1918’de işgalci devletlerin ( İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Ermenilere ait) gemileri İstanbul’a gelmiş ve işgal başlamıştı. Aynı tarihte Mustafa Kemal Paşa da İstanbul’a geldi. Mustafa Kemal bu işgali bir türlü kabullenemiyor, her fırsatta sarayda ve halk arasında bunu kabul etmediğini mutlaka bir kurtuluş mücadelesinin başlatılması gerektiğini, gerek toplantılarda gerekse gazeteler yoluyla insanlara duyuruyordu.
O yıllarda Dâhiliye Nazırlığına ( bu gün ki İçişleri Bakanlığı) bağlı Canik Sancağının merkez ilçesi olan Samsun’da Pontusçular adı verilen grup Türk halkına zulüm ediyor, mallarını talan ediyor ve yerli yersiz çatışmalara giriyorlardı. İngilizler bunu kullanarak 21 Nisan 1919 tarihinde saraya bir nota vermiş, Samsun halkının ayaklanarak Hıristiyanları öldürdüklerini, ayaklanmanın bastırılması aksi takdirde müdahale edeceklerini ve Samsun’u işgal edeceklerini bildirdiler.
Padişah merkeze çekilen Mustafa Kemal Paşa’yı bu iş için 9.Ordu Müfettişi olarak oraya göndermeye karar verdi. Tam da Mustafa Kemal’in beklediği görevdi. Vatanı kurtarmak için örgütlenen Kuvay-ı Milliyecilerle ( Milli Kuvvetler) en uygun yer olan Anadolu’dan mücadeleye başlayabilirdi.
16 Mayıs 1919 Cuma günü İstanbul’dan yeni görev yerine Bandırma adındaki vapurla hareket etti. Zorlu bir yolculuktan sonra Samsun’a vardı. Samsun halkı farkında olmadan yeni Türk devletinin kuruluş sabahına uyanmıştı. Bir mücadele başlayacaktı. Kurtuluş mücadelesi. Mustafa Kemal bağımsız bir Türk devleti kurma amacına ilk adımı atmıştı. Nitekim bu mücadele 30 Ağustos 1922 yılında zaferle tamamlanmış, 29 Ekim 1923 yılında da Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Mustafa Kemal bu tarihi Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu, tutsak olmaktan kurtulduğu tarih olarak benimsiyor, hatta doğum tarihini soranlara 19 Mayıs 1919 diyordu.
20 Haziran 1938 yılında böyle önemli bir tarihin bayram olması hatta yeni doğan dinamik Türkiye Cumhuriyetinin gençler gibi atik, güçlü ve çabuk büyüyen bir niteliğe kavuşturulması yaklaşımıyla “ Gençlik ve Spor Bayramı “ olarak kutlanmasına karar verildi. 7 Mart 1981 tarihinde ise büyük Türk milletinin kurucusu, ulu önder, başarılı asker ve devlet adamı, ATATÜRK’ü hatırlamak için bayramın adı “Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı“ olarak değiştirilmiştir. Kendisine minnettarız.
19 Mayıs çok önemlidir tabi. Bağımsızlığımızın simgesidir..